26 Mart 2010 Cuma

GENEL KURUL KONUŞMASI MART 2010

Sayın üyelerimiz, 28 MART 2010

Bize güvendiğiniz bir yılın hesabını vermekten mutluyuz. Umarım emaneti güveniniz sarsılmadan teslim edebiliriz. Üzerinde durduğumuz en önemli husus “haklılık–haksızlık”, yasa ve yargının dediği gibi, “iyiniyet, iyi komşuluk ilişkileri” esastır diyerek umarım büyük konuşmadık. Paramızın değerini bildik, yerinde, zamanında ve dozunda harcadık diye düşünüyoruz.
Yönetimdeki kardeşleri ele almakla başlayalım. Ergun Bengi ve Fahrettin Alın kardeşlerimize fiilen el emeği, alın teri, bilgi ve becerilerine dayanan katkıları için geçen toplantıda teşekkür etmiştik, yine aynen hak ettiler. Ayrıca, tam da mumla arandığı bir sırada “muhasip üyeliği” kabul eden Hatice Hanife Karakuş kardeşe ve ailece zaman ve emeğini koyduğu için kızı Nihal ve damadı Adem beye defterimizi tuttukları, hesaplarımızı denetimden geçirdikleri için canı gönülden teşekkür ederiz. Pertev Atik kardeşe de teşekkürler, güvenmek kolay değil! Hepsi elinden geleni yaptı.
Sanıyorum her üyemiz ile az veya çok, güzel veya az güzel, çeşitli “özel anlar” yaşadım. An oldu “bu kadar iyi olmak yeter” dedim sanki, arkasından olmadık şeyler yaptım. Bana en çok güvenenleri bile şaşırttım. Biranızı veya kahvenizi içtim, uzaktan merhaba dedim. Sanırım hepinize dokundum, bahçenize girdim. Yazılı olarak kızdıklarını belirttiler, koştum, ne oldu “elimizden geldiği kadar çalışıyoruz işte” deyip gönül almaya çalıştım. Topluca yediğimiz yaza merhaba yemeğinde ismen tanıştık.
Gelelim size, sizin topunuz, tümünüz teşekkürün en derinini hakettiniz. Aidat ödemeleri, kriz ortamına ve zor koşullara karşın, net olarak % 95. Hatta, “madem bir aidatı geç ödüyorsunuz bir sonrakini de erken-peşin ödeyin de hak geçmesin” dedim kabul ettiniz. Her zaman ödenemeyen % 5 olabilir, borcu olan her kardeşi de biliyorum, konuştum, anlattılar, dinledim. “İşimi kaybettim, evimi ve jipimi sattım” dendiğinde, “sizi bireysel olarak anlıyorum, ama, buradan bakıldığında hala bir yazlık eviniz var” dediğimde, “ev sizin, satın üstünü gönderin” dediler. Her birisi, durum müsait olunca, “ödeyemedikleri süre kadar peşin ödemeyi” taahhüt ettiler. Siz ayırım yapmadığınız için bu durumda olan komşuların üstüne gittik diyemem, karar alın, kural koyun, istisnası yok bu işin deyin, mecburen gidilsin.
Aidatların ödenmesinde, özellikle kriz ortamında, gecikenlerin yerine hızır gibi yetişen, “lütfen hepsini birden yatırınız” ricamızı kırmayan dostlara özel olarak teşekkür etmeden geçilmez. Blok sırasına göre sayın Gültekin Şener, Metin ve Garbis Arıtım, Mehmet Tütüncü, Haluk Yüceışık, Suat Sürel, Yeşim Burger, Selim Melengiç’e kalpten şükranlarımızı sunarız. Bu sene de, hem de bu hafta, en az üç kişiden, aynı şey yine bekleniyor.
Sıra geldi bu dönemde ne yaptığımıza, verdiğiniz her işi yaptık diyebiliriz. İşçilerin binasında toplantı odası yapın dediniz yaptık. Eski borçlar ödendi. 1990’lardan kalan 118 TL gibi küçük borçları SGK’ya 1.151 TL gibi, on kat, ödedik, toplam 1.700 TL ödeyerek kapattık, artık Temmuz 2009’dan itibaren SGK primlerini % 5 iskontalı ödüyoruz. Yüzde on artırma yetkisi verdiniz ama bir süre ödemeler çok iyi gitti, herşey yapılabilir diye aidatları artırmamaya karar verdik. Aidat borçlarını ödemeyenlerin evlerini satma yetkisi verdiniz, en çok borcu olanın 6.000 TL borcu var evi satmaya değmez dedik. Bu dönem normal üç ve geçen dönemden kalan iki olmak üzere beş ikramiye ödeyin dediniz, bu döneminkileri ödedik, kıdem tazminatı ödediğimiz için geçen dönemden kalan ikramiyenin küçük bir kısmını ödeyebildik. Minibüs almayı araştırın dediniz, ekonomik olabilir, ama, işletimi açısından, işçilerimizi güvenilmez bulduk. Eski su deposunu yıkın dediniz, yıkım teklifleri 40.000 TLden başladı 4.000 TLye indi, umarım görev yakında biter!
İnternet merakı bize kartal yuvası gibi bir 500 m kare alan-arsa kazandırdı. Bazı spor faaliyetleri veya sosyal tesisleri orada kurabiliriz. Tenis kortunun doğu köşesi meğer bizimmiş. Bu alan sayesinde D Blokunu su basma tehlikesinden de koruyabiliriz. Az masraflı ağaçlandırma ve küçük bir duvar ile köşemizi çevirebilirsek rahatlarız. Bu alanın düzeltilmesi ve sınırlarının tescili konusunda bana güvenen ve güçlüklere müştereken göğüs geren Uğur Özhabeş’i, teşekkürden öteye, kutlarım. Sürekli desteğiyle, zaman ve emeğine acımayan çalışmasıyla Erdoğan Kasaroğlu kardeşimize ayrıca şükranlarımızı sunarız.
Bir önceki toplantıda “güvenlik elemanının emekli olması nedeniyle güvenlik anlayış ve uygulamasında küçük çaplı değişiklik yapıldı. “Siteye üye olmayan giremez” ve “üyeler kendilerine verilen uzaktan komuta buton ve anahtarlar ile girerler” anlayışı” getirildi. Böylece, bekçilere kapı açma ve kulübede yaşamak yasaklandı, yalnız ve hep, sırayla, dolaşacaklar, tüm siteyi “sathı koruma” anlayışıyla gezecekler, tüm alanı kontrol altında bulunduracaklar. Yani, biz de evimize girer gibi sitemize kendimiz girelim” demiştik, uygun gördünüz. İyi oldu özellikle siteye yukarıdan ana girişte C Bloka yaya kapısı açılması, işi kolaylaştırdı sanırım. Oraya ve A Blok çıkışına, çıkarken kolaylık olsun diye, bir de “çıkış butonu” konuyor, şoförler kolunu çıkarıp basacak kapıyı açacak.

Bir önceki toplantıda “eleman eksikliği nedeniyle bahçıvanların da çalışma sistemi değiştirilmiştir. Bir kişinin belirli bir bölgeden sorumlu olması yerine, temelde kişilerin bu bölgeler ile ilgileri tamamen kesilmeden, tüm işçiler ustabaşı nezaretinde, hep birlikte önce bir bölgenin tüm işlerini yapacak sonra diğer bir bölgeye hep beraber geçilecektir” demiştik, uygun gördünüz, bu uygulama da iyi sonuç verdi. Yeni eleman alımında vereceğiniz karar yeni yönetimce uygulanacaktır.

Bu dönemde genellikle kalan işlerimizi tamamladık, ufak tefek tamirat işleri yaptık, “kopya edilemez” anahtar sistemini oturtmaya çalıştık. Bu konuda size bir arzımız var. Bilindiği gibi kapılarımızın anahtarı olmadık yerlerden temin eidlebilidiği için “kopyalanamayan” sisteme geçtik. Pahalı oldu, ama, karar verdiniz geçtik. Şimdi, birisi “parayla değil mi bu ben 10 tane istiyorum” deme hakkına sahip midir? Derse verilmesini uygun bulur musunuz? Biz bulmadık ve “yasaya göre evinizin anahtarını mahallenizde herkese dağıtabilirsiniz ama bir sitenin anahtarını hakkı olmayan birisine verirseniz cezası hapistir” deyip anahtar satımını sınırlı tutmaya çalıştık. Bundan sonrası için genel kurul kararı gerekebilir. Caydırıcı olması, kaybolmamasına özen gösterilmesi için anahtarın fiyatını genel kurul belirlesin ve yüksek tutsun. Geçen dönem 50 TL dendi bu dönem 75 TL denebilir.

İki sene önce 5 bahçıvan ve 5 bekçimiz bir de onbaşımız vardı. Her bloka biri bakıyordu. D Blokunda 28 daire-bahçe vardır. Herkesin bahçesine ayda bir gün sıra gelirdi. Ben bu durumu, “düşen yapraklar hemen toplanmıyor” şikayeti üzerine, açıklamış ve “ayda bir gün işçi sizin, çimi biçsin lüksürü kessin, çöpleri toplasın gün biter işçi gider” demiştim. Bir işçi emekli olunca, “birlikte çalışma” usulü getirmiştik. Şimdi, bugün karar vermelisiniz ki bir işçi daha emekli oldu. Kaldı üç işçi bir işçi başı. Müştereken çalışma teşvik edilirse, bir işçi daha almak yerine “takviye işgücü” kiralama veya prim verme olabilir. Bu durumu deneyelim denebilir.

Bir hesap daha yapalım, sivrisinekle mücadele konusunda, evdeki hesap gibi, benim hesap kimseye uymadı. Söylenenleri zor da olsa sineye çektik. Şimdi göreyim sizi: ilaç tankımız 600 litrelik. Kullnadığımız 5 litrelik ilaç 500 litre suya atılır ve 500 TL ye alınır. İlaçlama yapıldığında 37 dönüm ağaçlık bahçelik alanımızda tank iki defa doldurulur yani akşamda 1.000 TL atılmalı. Şimdi siz söyleyin kaç akşamda bir atalım ve üç ayda toplam kaç defa atalım. Geçen sene 1.000 TL ödeyip bir gece atabildik.
Suyumuz artık parayla üstelik pahalı. “Hiç önemi yok herkes istediği kadar sebze bahçesi yapabilir” de diyebilirsiniz, “hiç yapılmasın” da diyebilirsiniz, caydırıcı olacak şekilde bir ücret de belirlenebilir. Bir karar verilsin ve uygulansın.

Bir konunun “Gündeme” alınması ve “dilek ve temenniler”de görüşülmesi hususunda aynı görüşte olunmadığı için üyeler arasında tartışmalar yaşandığı olmuştur, siz de hatırlarsınız. Meğer aynı durumlar başka genel kurullarda da olmuş ve yargıtay bu durumlara, vekalet ve toplantı duyurusu sorunlarında olduğu gibi, bir son vermiş. Yeni elde ettiğimiz bilgiler kısaca şöyle :
1. Olağanüstü toplantılar için kanunda belirlenmiş ve şekle bağlı olan çağrı usulleri, olağan toplantılar için aranmamaktadır. Taşınmazın ilan duyuru panosuna asılacak bir bildiri ile bu şart yerine getirilebileceği gibi elden dağıtılacak (imza karşılığı olmasa dahi) davetiyeler ile de duyuru yapılabilir.
2. Olağan toplantılarda toplantı sebebi (gündem), belirlenmiş olabileceği gibi belirlenmemiş de olabilir. Gündelik hayatta çoğu olağan toplantı çağrısında, gündem de belirlenmekte ve son maddeler olarak "dilek ve temenniler" bölümü konulmaktadır. Karşılıklı iyiniyet, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde kat malikleri gündemde olmayan konularda da düşünce ve önerilerini açıklarlar. Bunların arasında diğer kat maliklerince de uygun görülenler olduğunda, bu konunun da görüşülüp karara bağlanmasında yasal bir engel yoktur (karara bağlanan da uygulanmak zorundadır !!!)
3. Bu yasal durum çerçevesinde, kat malikleri kuruluna katılıp oy kullanacak olan vekilin, düz beyaz bir kağıda el yazısı île yazılmış bir vekaletname sunması yeterli ve geçerli olacaktır. Diğer kat malikleri tarafından itiraza uğramadıkça yazılı vekalet ibrazına da gerek yoktur.

Tüm üyelerimizle yıl içinde bilgi-görüş alışverişi yapabilmek için üç yıldır bir web sayfamız oluşturulmuş bulunmaktadır. Lütfen :
http://kaptaniki.blogspot.com/ adresine giriniz, görünüz, görüş bildiriniz.
Sadece “kaptaniki” diye girip “GOOGLE” da ararsanız da rahatca bulabilirsiniz.

Sorularınız varsa cevaplandırmaya çalışalım. İstediğimiz için değil, istendiğimiz için buradayız deyip naz ettik ve kapris yaptıksa af ola!

Eski Yöneticiler, Necdet Altınay, Ergun Bengi, Fahrettin Alın, Hatice Hanife Karakuş, Pertev Atik sevgi ve saygılarını sunar.
- İlave su kuyusu açılması,
- Havuz 10 yıllık bakım ve yenileme

Hiç yorum yok: