Başka Yok NAEÖ 24082014
Kitabı okumak için önce buraya sonra çıkan kutucuğa tıklayınız: Click here to view.
Bazı uç noktalardaki görüşler arasında ilgi kurmak,
aralarındaki ilişkiyi anlamak zordur. Her şey ve onun özelliği, O’nun varlığı
ve birliğine ayet, delildir. Doğayı böyle okumak gerekir. Çok yükseklerde uzun
süre uçmakta olan kuşların yeryüzü ile ilişkilerini anlamak güç olabilir ancak
bilinir ki mutlaka vardır ve doğadan beslenmek zorundadırlar. Fikirler de uçucu
ve uç noktalarda olabilir ama bilinir ki hepsi bir akıl ile ilişki içindedir.
Her fikir bir akıldan çıkar ve beslenir. Uyuşmazların bile kaynağı Bir’dir.
Semavî ve kitaplı dinler olarak bilinen Musevîlik, İsevîlik
ve Müslümanlık aynı dinin, İslam’ın ulusal, uluslararası ve evrensel
boyutlarıdır. Her nebi kendi topluluğunun koşullarına uygun donatılmıştır.
Fıtratlarında olan yeteneklerle, toplum, peygamberlerinin ne dediğini iyi bilir
ve anlar. Ancak bazıları inanır bazıları da inkâr eder. İnkâr edenler,
kendilerine göre, neyi inkâr ettiklerini iyi bilir, iyi anlar. İman ile inkâr
denilen ile denmek istenenin, o konuda cahil ile âlimin, farklılığından
olabilir. Her şey zıddı ile bilinir, inkâr da imanın kaynağıdır, aynı aklın
farklı kullanımıdır.
Hakk’ın nurundan uzaklaşma nedeniyle yaradılıştan, fıtrattan
gelen anlayış ve idrake uygun olarak iman ortaya çıkamayabilir. Karanlıkta uzun
süre kalanın artık yön bulma veya tünelin ucundaki ışığı görme yeteneği
kaybolabilir. Hak yolunu gösterenlere de inanmaları mümkün olmayabilir. Her söz
bir akıl ve bir düşünceden kaynaklanır. Kutsal mesajlar da aklı olan ve aklını
çok iyi kullananlar içindir.
Kuantum mekaniği ile bir taraftan klasik mekaniğin yetersizliği
giderilirken diğer taraftan bazı görüşlerin doğruluğu da kanıtlandı denebilir.
Parçacıkların yeri olasılıksal dalga fonksiyonu ile tanımlanır ve ayrıca
olasılıksal durum bilinçli olup olmama durumuna bağlıdır. Parçacıklar, sonsuz
sayıda parametreyle tanımlanamayan alanlarla bir aradadır. Alanlar ise sonsuz
bileşene ve sonsuz özgürlük derecesine sahiptir. Denge durumunda sistem
enerjisi sistem bileşenlerine eş biçimde, sistemin bütün özgürlük derecelerine
eş olarak, dağılır. Kısaca, yeni fizik bilimine göre Evren ve herhangi bir
parçacığın konumu, tam olarak tanımlanamaz ve modellenemez. Bugün ışık hızını
aşan, kütlesiz, sanal parçacıklara erişilmiştir. Bu, “yoktan var oluş” ayetinin
kanıtı gibidir. Temelinde kütlesiz, takyon gibi ışıktan hızlı hareket eden parçacıklar
olan, enerji dolu, bir dünyada yaşanmaktadır.
Her “şey”in ilmin, ruhun, maddeleşmiş hali ve insanın ilim
olduğunu anlamak zordur. Sanal veya hayalî parçacıklardan, sonsuz parametreyle
tanımlanamayan alanlarda, oluşan hayat evrime tabidir. Hakikati idrak ise evrimin
ötesinde, devrimsel bir yücelmeyi gerektirir. Yücelmenin ötesi heplik ve hiçlik
ortamı, artık bilen yok yalnız bilinen var. İnkâr eden bilim insanı haklı, onun
var olduğu ortamda “başkası” yok, ancak kendisi mi başkası, yok dediği mi?
O’nun varlığının kanıtının bulunamaması yokluğunun kanıtı asla olamaz. Hiçbir
şey göründüğü, hiçbiri ilk düşünüldüğü gibi değildir. Süre giden bir süreç,
teslim olmak yok, çaba esas, her bilinen bilinmeyenleri daha da çoğaltır. “Akıl
Hakk’ın insana ihsan ettiği nimettir” diyen teslim olur. Aklı alıp kaçmaca yok.
Süreç sürer, ölmeden önce ölenlerce kalanlara, varsa, selam olsun denir. Teslim
olan, “başka yok” idrakine varan arif, olmayan âlim! (16.79-87)