Tasavvuf
Nedir?
Kitabı okumak için lütfen tıklayınızTasavvuf ledün ilmine dayalı felsefî bir düşünce sistemidir. Düşünce enerji olduğu için, düşünce sistemi enerjiyi üretme, yöneltme, yönlendirme ve yönetme sistemidir. Felsefî oluşu yaşam enerjisinin belirli bir amaca yöneltilip yönetilmesidir. Amacın saptanmasından ulaşılmasına kadar ilgili her manaya ve maddeye hükmetmeyi kapsar. Girdilerin tümünü en uygun bir biçimde kullanarak bir ve tek olan amaca ulaşacak şekilde birleştirip bütünleştirir. Tasavvuf böylece bir tevhit ilmidir. Var olanları kesret, çokluk olarak ele alıp bir ve tek “var olan” haline, vahdete dönüştürüp idrak etmek tek amaçtır. Yaşanacak bir bilgi ve ilimdir.
İnsanın
çocukluktan gençliğe evirilmesi döneminde eğitim ve öğretim görmesi, yaşam
koşulları göz önüne alındığında, kaçınılmazdır. Önce çevre koşullarına uyum
gösterilmesi ve hayatta kalınması öğrenilir. Öğrenim süresince okuyup adam
olması öğütlenir. Aynı dönem içinde bir taraftan da iyi bir insan olması için
eğitilir. İnsan bir taraftan öğrenirken diğer taraftan eğitim alır. Sanki
öğrenim insanın olmasına, eğitim ise iyi olmasına yarar. Akıllı ve bilgili
olması insanın iyi ve yararlı olmasına, iyi bir insan olmasına yetmez.
Tasavvufun gerekliliği burada devreye girer, öğrenim ilmi bilmeye tasavvuf ise
ilme dayanarak kendini bilmeye yarar. İlmin kullanılmasında, ilimden
yararlanılmasında felsefe gereklidir. İlim elde edilerek âlim, tasavvuf ile
arif olunabilir. İkisinin bir insanda zirve yapması idealdir.
En büyük âlimler,
en büyük ilim insanları evrenin Büyük Patlama ile oluştuğunu ileri sürer. Bu
kuramın yerini alan yeni bir kuram henüz genel kabul görmemektedir. Ayrıca
Patlamadan önce ne vardı sorusunun cevabı hala “hiç” olmaktadır. Evren bir
patlamanın sonucunda yoktan var olmuştur. Fizik ilminin son aşaması ise kuantum
fiziğidir. Atom altı parçacıklarla ilgili kuantum fiziğinin temelinde halen
Heisenberg Belirsizlik Prensibi bulunmaktadır. Bu ilkeye göre kısaca belirli
bir ortam ve zamanda enerji yokluktan ortaya çıkabilir ve tekrar yok olabilir.
Enerji kütleye dönüşebileceği için de yokluktan kütle de var olabilir, yok
olabilir. Enerji ve kütlenin var olması ve yok olmasında geçerli olan
belirsizliktir, belirli bir bilimsel kural yoktur. Madde için yokluğu ısıtma
veya soğutma veya geçmesi gereken bir zaman bulunmaz. Büyük patlama için
gereken insanın hayal edemeyeceği sıcaklık nereden gelir, bu sıcaklık nereye
gider de soğuma gerçekleşir bilinmez ama bilimseldir.
Kur’anı
Kerim’de ilmin bugün bile belirsiz denilen bu alanına değinilmektedir. Kitapta “bir
emirle halen bile oluşum halindeki evrenin ‘hadis olur, fani olur’ şeklinde
olması istenmedi” denilir. (21.17). Kısaca, maddenin “var olur, yok olur”
halinde bir oluşuma tabi olmadığı, belirli bir düzen üzere olduğu
bildirilmektedir. Var olan evrenin eğlence olsun diye oluşmadığı, bir amaç için
var olduğu, bildirilmektedir. Allah evreni ‘bilinmeyi sevdiği’ için yoktan var
etmiştir. İlmin değinmediği “evvele” yer verilir ve bunu inkâr bilimsel olamaz.
Evren
sevgiden, sevgi içinde, sevdiği için vardır. Evrenin oluşumunun amacı Allah’ın
bilinmesidir. Tasavvuf ehline göre kendini bilen Allah’ı bilir. Var olmasını
bilen insan varlıkta kendisinin yokluğunu da idrak edebilir. Tasavvuf, ilim ile
dini tevhit eder, bilim ayrı din ayrı değildir. Yoktan var oluş, varlıkta
yokluk idrak edilir. İnsan idrak ile olgunlaşır, bilinçli yaşar.