tag:blogger.com,1999:blog-85362977027854279892024-02-08T02:27:38.851-08:00Kaptan 2 Tatil Köyünde HayatNecdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.comBlogger119125tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-88197135871778792332019-08-28T04:38:00.003-07:002019-08-28T04:38:26.569-07:00Kalp Çocuğunun Canlanışı
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kalp
Çocuğunun Canlanışı<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitapta, her
zaman her kesimden herkese hitap eden ayetler vardır. Bazıları, emir bazıları
da tavsiye niteliğindedir. Anlatılmak istenen bazen hikâyelerle anlatılır.
Bireysel gelişim toplumsal olaylarla zenginleştirilir. Tüm hitap, bireysel olsa
da toplumsal olarak da ele alınır. Çünkü bireysel nefsanî gazap ve şehvet
güçleri toplumsal düzeyde uygulanır. Örneğin, gazap kuvvetleri, bu konuda
işbirliği yapan bireyler bir araya geleceği için, gazap mahallesi olarak adlandırılabilir.
Bilge kişiler de hakikatleri hikâyelerle anlatır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bir hikâyeye
göre, “Zengin yaşlının genç oğlu, mirasına göz koyan, amca ve oğullarınca
öldürülür. Kimin tarafından öldürüldüğü anlaşılmasın diye de yol kenarına
atılır. Katilin belirlenmesi için bir bakara boğazlanıp, kuyruğu veya dili gibi
bir parçasıyla öldürülene vurulması emredilir.” <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu olayda boğazlanan, ilim ve hikmet açısından
zengin olan ruhun oğlu olan kalptir. Katiller ise amca olan hayvani nefis ve onun
oğulları şehvet ve gazap kuvvetleridir. Kalbin mirası olan hikmet ve ilme sahip
olma amacıyla, kalbin hayatı olan hakiki aşkı ortadan kaldırıp, kalbi,
hayatından, hakiki aşkı yaşamaktan, men ederler.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Rivayete göre hurma
ağacı, Âdem’in toprağının kalanından yaratılmıştır. Bu nedenle Âdemin kalan
toprağı, Âdemin erkek kardeşidir. Erkek kardeşinin bir kızı, nebati nefis, bir
de oğlu, hayvani nefis, vardır. Böylece, nebatî nefis, insanî nefsin halası, hayvanî
nefis de amcasıdır. Ruh ile nefis kardeştir, her ikisi de kutsal ruh denilen
faal akıldan feyizlerini, idraklerini alır. Ruhun mirası, hikmet ve aklın
anlayacağı ilmin idrakidir. Kalbi, bu mirastan mahrum edip kendi akrabalarına
kalmasını sağlamak üzere, şehvet ve gazap kuvvetleri, kalbi katlettiler ve
cesedini ruhani güçler ile tabii güçler mahalleleri arasındaki yol üstüne
attılar. Şehvet ve gazap kuvvetleri fesattır, kendi aralarında da anlaşamaz,
daima iyi işleri kendilerinin kötü işleri diğerlerinin yaptıklarını iddia
ederler. Ancak kalbe karşı işbirliği yaparlar. Kalbin istila edilip
katledildiği bilinir ve onun hayat nuru daima ihraç ve izhar edilir. “Kalbin
hayat bulup katili ihbar etmesi için bakaranın kuyruğu veya dili ile vurunuz”
dendi.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Nefsi,
bakarayı, öldürüp kuyruğun vurulması, dokunma duyusu dâhil dış duyuların ilk
hallerine dönüştürülmesidir. Bitkisel nefse bağlantısı bulunan ve en evvel ve
en ahir yönünü sürekli baki kılmak için, beş duyunun, evvelki haline
dönüştürülüp bırakılmasıdır. Tüm duyular faal halde kalır ama nefis öldüğü için
ölmeden önce algılanan zanların değil artık yine hakkın algılanması beklenir.
Dış duyular nefsin kuyruğudur. Lisanıyla, diliyle vurulması, nefsin ahlak ve
kuvvetlerinin tadili ile lisanının yani fikrinin baki kılınmasıdır. Düşüncenin
baki kılınması iki şekilde olabilir. Birinci yol tasavvuf yolunda olduğu gibi
riyazetle yani kanaat ederek şehvet ve gazabı öldürmektir. Bu yol cani, azgın,
azmış nefisler için daha iyidir. Diğer yol ahlakın tadil edilerek tahsil etme
yoludur, bu yol yumuşak ve zayıf nefisler içindir. Bakaranın parçası maktule
vuruldu ve maktul şah damarından kanlar akarak kalktı, dirildi ve katilini
haber verdi. Yani kalp çocuğu hakiki hayatla dirildi. Ama bedene bağlılığı
nedeniyle, bedensel kirliliğin üzerinde olduğunun, katilin eserinin üzerinde
olduğunun, idrakindedir. Kalp, bedensel kuvvetlerin, kendi idrakine engel
olacağını ve nurunu perdeleyeceğini biliyordu. Sizin akıl erdirmeniz ve anlayabilmeniz
için, cehil ölüsü yani henüz idrakten yoksun kalp, ilim ve hakiki hayatla ihya
edilir, diriltilir.</span><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"> (2.72,73)</span><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 8pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">Yaşar Nuri Öztürk: 72. Siz bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip
duruyordunuz. Oysaki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya çıkaracaktı. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 8pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">73. Şöyle
dedik: "Kesilen ineğin bir parçasıyla öldürülen adama vurun." İşte
böyle diriltir Allah ölüleri. Size ayetlerini gösteriyor ki, aklınızı işletebilesiniz.<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-7262905917227198792019-08-10T04:15:00.004-07:002019-10-27T03:25:19.909-07:00Yücelişin Seyri<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yücelişin
Seyri<o:p></o:p></span></span></div>
<span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span><br />
<span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: "calibri";"> <span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Çok rahat ettiğim koltuğa otursam,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ellerimi dizlerimin üzerine koysam,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Beş duyumu tam olarak kullansam,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İşittiğimi görüp, gördüğümü tutsam…<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Düşünebildiğimi, derince düşünsem,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hayallerimi, sınıra kadar kullansam,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Fiiller irademde, beden sanki yitiktir,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Düşünmekse bile enerji yüklenmektir.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Yüklenen enerji, gerektirir nakliyeci,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Enerjinin nakli, algılanması hücre işi,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Bir nörondaki, bir molekülün tek işi,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Enerji denip atoma yüklenen, ne ki?<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Elektronların, eksi yükünün elektriği,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Tüm elektrik ise bir voltun binde biri,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Cüzi iradem, ‘yazılımın’, yaptığı iştir,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Duyular,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>çevredeki bir şeyleri algılar,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Algılanan, elektromanyetiğe yüklenir.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ayet: “Siz, hıfz edici, mesaj alıp, veren, <o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kuvvetlerin izdihamından oluşursunuz.”<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Yokluktaki ilmin bilimini konuşursunuz,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İlmi bilip, bilimsel kanıtta buluşursunuz.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Yüklenen, taşınır, algılanıp, çözümlenir,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İnsanın DNA’sına yazılmıştır irade bilinir,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Her şey ‘verilmiş’ bu ‘irade’ ile yürütülür.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Atomik alışveriş, dönüşür keyfe, lezzete.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Benlik”, bu olup bitenlerin neresinde?<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Melekler, yetenekler, Âdeme secdede!<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Âdem, Mekke’de Kâbe’de, tefekkürde,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kalp Kâbe’sinde, tavaf ederek, şükürde,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Yaratılan, yücelişin seyrinde, cennette!<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">İnsan, bencil varoluş iddiasının peşinde,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Oysa olmalı, kendi inşasının, inşa işinde.<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Necdet, kurban oluşla kurtul, tefekkürle,<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span><br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 9pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">‘Görünen, görenin görüntüsüdür’ sende!<o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Times New Roman;">
</span></span><br />
</span><br />
<br />
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kurban Bayramı Mesajı, 10.8.2019<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-65605098927245014002019-07-25T04:47:00.003-07:002019-07-25T04:47:55.832-07:00Yaratıcı ve Yaratılış
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yaratıcı ve
Yaratılış<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Hakk’ın delili,
</span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2018/07/hakikatin-golgesi-insanlkhali-deyip.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">gölgesi</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> olan ilimden ilk halk edilen </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2017/10/insann-cevheri.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">cevherin</span></span></a><span style="font-family: Calibri;">,<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"> Celalî </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2017/07/nazarla-olusum.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">nazarla</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> taşıp yayılmasından sonra uygulanmış
olarak açığa çıkan ilmi </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2019/01/ilmi-hfz-eden-kuvvetler.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">hıfzedici</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> kuvvetlerin </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2017/11/kalbin-tavaf.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">izdiham</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">ıyla </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/03/haviyedeki-asar-atesi.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">temessül</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> ve tecessüd ettiniz, </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2017/04/rahmani-rahim.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">ilimden</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> başka bir şey </span></span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2019/03/ilim-ve-insan-kanttr.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">olmayacak</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> şekilde, bedenleştiniz.” Diğer bir
deyişle “Önce hiçbir şey yoktu, vakumda, yoklukta var olan ilmin, zuhurunun
şiddetinden görünmeyecek şekilde, ortaya çıkışıyla; bir ‘şey’ var oldu ve ışık,
parıltı, aydınlık, nur oluştu; nurun, fotonun maddeleşmesiyle her şey halk
olundu, canlılık yaratıldı ve insan inşa edildi.” <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Akıl,
duyuların yanılgısının toplamından daha çok yanılır. Her var olanı, ayrı birer
varlıkmış gibi algılar. Geçmişte, “Sadece sen varsın” diyen, kadim bilgelerden,
Mısır Firavunu vardı. Bugün de “Allah, Var Olandır” diyenler vardır. ‘Görünen,
görenin görüntüsüdür’. Akıl, bilgi edinir ilme ulaşır, evrende mükemmel bir
düzenin olduğunu kanıtlar. Bilim, evrende ne olduğunu, olan her şeyin düzenli
olduğunu kanıtlar ama ‘neden ve ne amaçla’ olduğunu sormaz. Evrenin, aslında
ilahî düzen anlamındaki, kaostan, zamanla anlaşıldıkça beşeri denebilecek,
düzene doğru, doğal yasalara uygun olarak, açılım gösterdiğini akıl idrak eder.
Oysa “Entropi, düzensizlik, artmaktadır, öyleyse öncesi mükemmelliktir” diyen
de, uzay zaman ‘birleşik alan’ oluşturur ve ‘bağımsız değişken olarak zaman
yoktur’ diyen de akıldır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Atılmış
pamuk veya yün halinde uzay zamanda yüzerken, süpernova kalıntısı toz ve gaz
bulutu; nasıl olduğu pek bilinmeyen bir şekilde, ‘güçlü kuvvet’ kazanarak
hareket eder. Kuvvet, ölçülebilen bir bilgi, düzen veya özelliktir, böylece,
toz ve gaz bulutuna ilimden yeni bilgi yüklenmiş olur. Kuvvetlerin sürekli
iletişim ve etkileşimleriyle uzay-zaman bükülür. Bükülen uzay zamana çevredeki
diğer bükümler düşer. Maddenin katı, sıvı, gaz ve plazma halleri sırasıyla oluşur.
Böylece her mevcut, iradesi olmaksızın vücut bulur, yaşar ve yok olur. Rahman, rahim
olarak görünür. İlim yüklü enerjinin düzenli hareket etmesiyle her şey oluşur.
Böylece, kendi iradesi olmaksızın diriltilen insan, istenirse, yeniden de
diriltilebilir. Kendinin ne olduğunu bilen, idrak edebilen, ‘ölmeden önce ölen’
insan, yeniden ihya edilebilir. “Sonra gölgeyi ifna ederek, ortadan kaldırarak,
elde tutabiliriz. Her an mevcut olan herhangi bir fani ‘şey’in fena bulması
evveline, oluşuna nispetle kolaydır. Ele alınan her şey, her an, başka bir
mazharda zahir olur.” (25.46) “İnsan, anlık idrakle bedeninin yakıcı asar
ateşiyle helak olup atılmış yün veya pamuk gibi toz ve gaz bulutu olabileceğini
idrak etmelidir.” (101.10,11) </span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Maddi
ve manevi kuvvet alış verişi içindeyiz. Birisinin düşünce gücünden etkilenerek
yeni bir fikir ve düşünce üretiriz, hepsi bilgi işleme fiilidir. İşlemin
öncesi, sırası ve sonrası kuvvete dayanır. Tüm fiiller </span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2017/11/yasayan-kalptir.html"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">kalbimizin</span></a><span style="font-family: Calibri;">
kurgusunda, yönetim ve denetimindedir, hepsi bir kalp fonksiyonudur. Genel ve
geniş kapsamlı düşünüldüğünde, aklın sonradan geliştiği de dikkate alındığında,
her şeyin kalbin yönetim ve denetiminde yürüdüğü apaçıktır. İnsan bir şey
düşündüğü zaman beyin hücreleri olan nöronlardaki bir molekül, genellikle
sodyum veya potasyum iyonlarıyla, bir atomu şarj eder, kodlayarak yükler. Yüklü
atom diğer hücreye geçerek kodlanan mesajı iletir. Mesajı hücreler arasında
ileten 5 mili voltluk elektrik yüküdür. Hücreler arası bu elektrik alış verişi,
televizyon yayınları gibi sesli, renkli ve </span><a href="https://necdetaltinay.blogspot.com/2019/06/bedende-iletisim-etkilesim.html"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">görüntülüdür</span></a><span style="font-family: Calibri;">.
İnsanlığın, uzun sürede, keşifler sonucu yapabildiklerini nöronlar meğer hep
yapıyorlarmış.</span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım
biz de, ‘var ve özgür olduğumuzu düşünme’ özgürlüğümüzle, “Var olan
yaratılanların, evren eserinin müessirinin, bir ve tek Yaratıcı olduğunu” idrak
edebiliriz.</span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-42392869507986685742019-07-17T02:18:00.003-07:002019-07-17T02:18:51.424-07:00İslam'da Dört Eş!
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İslam’da
Dört Eş!<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Rivayete
göre, Allah’ın nefsiyle kaim, yerine geçen, ayakta, canıyla canlı, ilmiyle âlim,
ruhuyla dirilmiş iken cennette yaşayan Âdem, bedenleşerek dünyaya indirildi. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bedensel nefsaniyeti, canlılığı, Âdem’in
zevcesi, eşidir. Âdem’e, aklıyla ruhtan aldığı bilgileri kalbinde anlama,
özümleme ve uygulaması hatta basiretle ilim halinde tekrar ruha dönebilmesi
ihsan edilmiştir. Bilgiler, kuvvetler halinde uygulandıkça hareket eder,
oynaşır. Bedensel nefsaniyet, canlılık, bilgilerin özelliğine uygun bir şekilde,
farklılaşarak belirginleştiği için ruh ile cilveleştiği söylenir. İnsani
nefsaniyetin dişiliğinin, eril ruha, her aşamada, aldığı bilgilerin özelliğine
uygun, bir kalp çocuğu doğurduğu rivayet edilir. Veledi kalp, akıl aracılığıyla
ruhtan aldığı bilgilerle beslenir, büyür ve kendine vaat edilmiş topraklarda,
meralarda, alanlarda serpilir, hüküm sürer. Bireysel düzeyde, her kişinin
bedeni, kendine özgü bir Mısır ülkesidir. Bireyler, nefsaniyetlerinin her
aşamasını, edebiyle, yaşama hakkına sahiptir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Mısır
ülkesinde, emmare nefisle tutulan yolun sonu olmadığı görüldüğünde, Firavun Nefis,
kendini levam ederek, yererek, bir başka hale geçer, kendisinin, hayalince, her
şeye hükmedemediğini, eksikliğini anlar. Firavunun bir rehbere ihtiyaç duyduğu,
halk arasında duyulunca, tevhit ilmine hâkim olan İbrahim’in, aklı temsil eden,
oğlu Yusuf önerilir. Beden ülkesi Mısırda, aklın hükümdarlığı süresince,
işlerin düzelmesi memnuniyet verir ve aklın ülkede hüküm sürmesine izin
verilir. Önce baş tacı yapılan akıl, zamanla sömürülür ve sadece köle gibi
çalıştırılıp nefsanî menfaat için kullanılır. Duygudan yoksun ortamda, sömürü
ve kölelikte, kalbe ihtiyaç duyulur. Aklın kalpsizce kullanımı, maddesel
zenginlik verse de mutluluk getiremez. Levama nefsin, sudan yani ilimden gelen
oğlu, Hz. Musa, kalp çocuğu olarak, akla gerektiği gibi önem verenleri toparlar.
Her yer ve zamanda, iş ve işlemin, tüm hareketlerin, efalin, aynı ilmin
uygulaması olduğu, akla gelen fikirlerin kutsallığı, anlaşılır. Kalp Musa, kendisine
vaat edilen topraklara göç edip, Yusuf’un kardeşlerini, gazap ve şehvet
kabileleriyle birlikte, Mısır’dan çıkarır, aklı kölelikten kurtarır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Akıl
aracılığıyla kalbe dolan ilim, kalpte mayalanarak çoğalır, taşar ve yayılır.
Beden ve madde âleminde yalnız ve sadece bir ve tek ilmin uygulandığının
idraki, ayrıca, ilmin kendisine ulaşma zevk, lezzet ve keyfini de verir. Nefis,
bu aşamada tatmin olup, mutmain olup, esas krallığın mana âleminde olduğunu
hissedip yeni bir hal içine girer. Mutmain nefsin, ruh babadan olma, kalp
çocuğu Hz. İsa; ilmin kendisinin, maddeden, madde halinden, daha önemli
olduğunun idrakine varır. Bu aşamada kalp, duygusal âlemin tüm sıfatlarının da
yine aynı bir ve tek ilmin çeşitli uygulamaları olduğunun idrakine erer. İlmin
kaynağı göklerdedir. Mutmain nefis, emmare ve levvame nefsaniyetlerden sonra, ruhun
üçüncü eşidir. <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bir rivayete
göre, rehberiyle birlikte, tevhit ilmini talep eden, nefsaniyetlerin hepsini
yaşayarak, Allah’ın ilmiyle, ruhuyla, zatıyla dirilebilir. Ebeveynleri,
Allah’ın kulu Abdullah ve âmin deyip teslim olarak mülheme, ilham alan, nefis
sahibi Âmine hatun olan Efendimizin vahiy aldığına inanırız. Allah’ın kelamını bize
ileten efendimiz, miraca çıkarak Hakka ulaşmış, insan ve insanoğlunun
yaradılışının amacını, örnek olmak üzere, gerçekleştirmiştir.<span style="mso-tab-count: 2;"> </span></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 2;"></span>Umarım biz de namazı
miraç olan mümin olup Hakkın hakikatini idrak edebiliriz.<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-54282754681988662242019-07-06T02:20:00.001-07:002019-07-06T02:20:10.200-07:00Işıktan Geliş
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Işıktan Geliş<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Işıktan çıktık, ‘ol’ ile
ışın olup geldik,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Dostun nazarıyla, taştık
da yayıldık,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Rahmandan rahimsi olup da
açıldık,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Halk olan ‘şey’lerle
evrene saçıldık.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Hak ilminden hakkını hakça
alıp oldu,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Var olup evrende tanındı,
belirlendi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Mevcudat, farklılaşarak
belirginleşti,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Halk olanın hiçbiri var
oluşu bilemedi.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Benzeri olmayan, yeni,
yararlıyı yarattı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Tüm melekler secde etti,
biri haddi aştı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Öğretti eşyayı Âdem’e,
isimleri belletti,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Âdem duramadı cennette,
inerek çıktı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Âdemoğulları, tevhit ilmi
ile inşa edildi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Verilen akıl ve hayal,
yeteneklerini aştı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Verdikleri sözü tutarak
doğru yolu seçti,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Allah’ın ilmiyle, sırat
köprüsünden geçti.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Parlaklıkla aydınlığın,
nur olduğu bellidir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Allah’ın yerle göğün nuru
olduğu ayettir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">İlmin, Hakk’ın gölgesi
olduğunu bildirdi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Gölge, ardında ilim olan
eşyanın deliliydi.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Önce, aklını kullanıp
öğrenmeyi öğrendi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Öğrenimin yararını
anlayıp, kıymet bildi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Nefsinin ihtiyaç, lezzet
ve hazzını sağladı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Huzur içinde, huzurda iken
kalbini anladı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Akıl, kalbin ruha açılan
kapısından işledi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Kalp, ruhun ilmi, nuruyla
dolup genişledi.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Var olanı kapsayan kalp;
oluşumun ilkiydi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">İçindekilere barınak
Allah’ın evi, Kâbe’ydi.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Ruhun nuru, ilmin
idrakiyle, Âdem yandı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">‘Bilinmeyi Seveni’
bilerek, amacına ulaştı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Necdet, aldığını verip
Allah ilmine bulaştı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Umarım, dostlarına Dostun
ilmini yaşattı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 4;"> </span>3.7.2019<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-49965056508924454882019-06-25T04:36:00.003-07:002019-06-25T04:36:21.156-07:00Bedende İletişim, Etkileşim
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bedende
İletişim, Etkileşim<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hastalıkların
tedavisinde elektrikli araçların kullanımı yaygındır. Kalp pilleri kalbin
düzenli çalışmasını, kulaklara takılan aletler işitmenin düzenli olmasını sağlar.
Bu alandaki bilimsel ve teknolojik buluşların önemi artmaktadır. Önce elektrik
keşfedildi ve aydınlanmaya yaradığı anlaşıldı ve bir yerden bir yere
nakledilmesi sorunu çözüldü. Sonra elektrik sinyali ile ses iletimi
gerçekleşti. En sonunda sinyaller ile renkli resimli görüntü aktarımı mümkün
oldu. Artık telefon, televizyon çocuk oyuncağıdır. Elektrik sinyalleri ile iletişim
ve etkileşim insan için gerçek oldu. Son bilimsel buluş ise canlı hücrelerin tümünün
bunu hep yaptığıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Canlı bir
bedendeki organlarda, hücreler arası, hatta hücre içindeki organeller
arasındaki, iletişim ve etkileşim düşündürücü olabilir. Çünkü elektriğin
kontrollü aktarımı, ses ve görüntünün kodlanıp gönderilmesi, aktarılıp, alınıp
mesajın çözümlenmesi, bilinçli bir halde olabilecek işlerdir. Bir amacın
gerçekleştirilmesi için sonuca götürecek tüm sebeplerin, bilinçli bir şekilde
oluşmasının sağlanması gerekir. Telefon ve televizyonun, doğada ve doğal
koşullar altında, kendiliğinden, evrimsel gelişimle oluşmasını beklemek doğru
olmayabilir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bir
hastalığın tedavisinde kullanılacak bir aracın yapımı için önce
hücrelerarasındaki sinyallerin tespit edilmesi, kaydedilmesi, okunması,
lisanının çözülüp anlaşılması gerekir. Verilen en uygun anlama göre, en uygun
zamanda, zeminde ve dozunda, ilgili hücrelere gereken sinyal iletilerek
iyileştirici sinyallerin üretilmesi sağlanmalıdır. Örneğin kalp kasının
kasılması için kası uyarıcı sinyal üretilip, kasa ulaştırılması gerekir. Beden
elektriği aksadığında, kesildiğinde, takılan pil bu elektriği zamanında ve
dozunda sağlamalıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Beden elektriği sinyalleri, atom
düzeyinde çalışır. (1) Sinir hücreleri olan nöronların yüzeylerinde sinyali
oluşturan ve alıp ileten proteinler vardır. Eksi veya artı elektrik yüklü
atomlar, bu proteinlerce, nöronların hücre duvarlarından, birbirlerine
geçirilerek, sinyalleşme başlatılır ve sürdürülür. Bir hücrenin içinde bir atoma
elektron yüklendikçe, hücreler arasındaki denge bozulur, balans farkı oluşur ve
bu iyonların bir hücrenin içinden diğerine, hücreden hücreye pompalanmasıyla,
70 mili volt düzeyinde, bir voltaj, akım dalgalanması yaratılarak sinyal
iletilir. Bir mili volt, voltun binde biridir. Kıyas ile anlaşılması amacıyla,
cep telefonları 5 mili volt ile şarj edilir. </span><span style="color: #333333; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Elektronları
kullanan bakır tel yerine, bedenin sinir istemi, yüklenmiş elektriği, iyonları,
genellikle de potasyum ve sodyum iyonlarını, kullanarak nöronlardan geçirir.</span><span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">
</span><span style="font-size: 12pt;">İyon, normalden fazla veya az elektron
yüklü atomdur. Görevli proteinler bir atomun elektron yükünü artırabilir veya
eksiltebilir, böylece anot veya katot oluşturabilir. Bu mesajlarla hayal eder,
düşünür, hafızaya kaydeder ve hatırlarız.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan beyni,
bu kimyasal enerjiyle, elektrokimyasal süreçlerle, çalışır, düşünür, öğrenir. İnsanın
görmesi, okuması ve dinlemesi hallerinde, beyinde milyarlarca nöron hücresinde,
yüklenme yani voltaj iniş çıkışları, dalgalanması yaşanır. Atomlara yüklenen
elektronlar yeterli düzeyde farklılık yaratınca atom, diğer hücreye pompalanır
ve elektrik yükünü diğer hücreye geçirir. Bu kimyasal elektrik bir mesaj
aktarır ve bu mesajın bir lisanı vardır. Tedavi edici müdahale yapılabilmesi
için gerekli akım tespit edilmeli, lisanı çözülmeli ve mesaj anlaşılmalıdır.
Daha da çarpıcı olanı voltajdaki dalgalanma, DNA’yı etkiler ve DNA da yeni
duruma, örneğin öğrenilen şeye göre, nöronların yapısını değiştirir, genetik
şifre oluşur. <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan ancak
böylece öğrenmiş olur. Voltajdaki iniş çıkışlar, dalgalanmalar, radyo dalgalarında
olduğu gibi, elektriksel alan, elektromanyetik alan oluşturur. Beynin
milyarlarca nöronunun her biri, bir anlamda, mikro voltaj sinyaller oluşturan
ve yayan küçük radyo istasyonları gibidir. Önce normal bir atoma elektron yükleyip
denge, balans bozulup akım oluşturmak, oluşturulan bu elektrik akımına
kodlanarak mesaj yüklemek sonra da bu mesajı akım geçerken alıp, lisanını çözüp,
manasını anlayıp, bu mesajın gereğini yapmak kendi çapında bir bilinçtir. Radyo
vericileri ve alıcıları vardır, sinyalleri gönderen araçlar ve alıcı aletler
vardır, radyoyu belirli dalga boyuna ayarlayıp sinyalleri alarak ses
dinlenebilir veya televizyonda olduğu gibi görüntü izlenebilir. Bir proteinin
işinin keşfi bilimsel gelişmedir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Fiziksel de
kimyasal da olsa bedenimizdeki her hücremiz, elektrik oluşturuyor, üretiyor,
radyo ve TV istasyonları gibi ses ve görüntü yükleyip, diğer hücreye gönderiyor
sonra da mesajları alıp, lisanını ve anlamını çözümleyip, mesajların gereğini
yapıyor. Daha önemlisi bütün bu iş ve işlemler, hücrelerimizin bir protein veya
molekülünün yaptığıdır. Hücrelerarası mesaj alışverişi gibi hücre içindeki
organeller arasındaki mesaj alışverişi de elektrikle olmaktadır. Örneğin
elektrik akımının dalgalanması DNAyı da etkiler ve DNA nöronların yapısını
değiştirir. Diğer bir deyişle elektronların üstünde yaşıyoruz. Elektron bilgi
yüklenebiliyor, taşıyabiliyor, muhafaza edebiliyor ve hafızadan alıp hatırlama
yapabiliyor.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hiçbir şey “</span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/04/tesadufen-var-olamaz.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Tesadüfen</span></span></a><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"> Var Olmaz” makalesinde bilimsel
bulgular ve bunları anımsatan ayetler üzerinde durulmuştu.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> Elektronun elektrik yükü kritiktir, bugün
belirlenen miktarın milyarda biri kadar azı da olsa, çoğu da olsa atomlar
birbirini tutamaz yani su bile </span></span><a href="https://www.youtube.com/watch?v=8G5yO0F2lmI"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">oluşamaz</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;">. Elektronun elektrik yükünü belirleyenin ise
elektron pozitron çiftleri arasındaki ‘boşluk denizi’ olduğu unutulmamalıdır.
Bir anlamda canlılığımızı borçlu olduğumuz elektronun bilimsel özellikleri çok
önemlidir. Elektronun negatif elektrik yükü ve kütlesi vardır, atomların
birbirlerini tutmasını sağlar. Galaksilerin uzaklıklarını, yerlerini ve
hareketlerini bildiren ‘foton’ ise tanım itibariyle “Hiçbir şeyin özetidir.” Ne
kütlesi ne de elektrik yükü vardır. Uzay zamanın titreşimiyle ışık hızında
yolculuk edip enerji yayar. Yüz trilyon hücremiz içinde ve arasında sonsuz
sayıda foton ve elektron vardır. Tam bir parlaklık, aydınlık, nur ve ışık
içinde olduğumuz halde göremeyiz ve görünmez. “Allah, zuhurunun şiddetinden
görünmez.” “Allah, yerin göğün nurudur. Allah’ın nuru, idrakiyle Allah görünür”
(24.35)(39.22)(10.45)<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım, biz de hakikati idrak
edebiliriz.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoListParagraph" style="margin: 0cm 0cm 10pt 36pt; mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;"><span style="font-family: Calibri;">(1)</span><span style="font-size-adjust: none; font-stretch: normal; font: 7pt/normal "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span dir="LTR"></span><a href="https://pursuit.unimelb.edu.au/articles/reading-the-body-s-electrical-signals-to-treat-illness"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">https://pursuit.unimelb.edu.au/articles/reading-the-body-s-electrical-signals-to-treat-illness</span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-222060008949877182019-05-17T02:16:00.002-07:002019-05-17T02:16:18.954-07:00Tefekkür ve Tevafuk
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Tefekkür ve
Tevafuk</span></b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsanların
arasındaki farkları tayin eden belirli bir gün vardır. Canların cesetlere ve
cesetlerin hayata geri döndükleri gün Sur’a üflenen gündür. Her insan o gün,
iman ve ameline göre tebeyyün eder, uyumlu farklılaşışla belli olur, tebayün
eder, uyuşmazlıkları belirginleşir, ihtilafları ortaya çıkar, kiminle ne kadar
farklı olduğu belirlenir ve tevafuku, <span class="ct">düzenlenmiş biçimde
birbirine uygun olma halleri, aşikâr olur, ortaya çıkar. (78.17)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p><span style="font-family: Arial;"> </span></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Birbirinize karşı düşmanlık
etmeyiniz. Düşmanlıklar vücutta akıl etme gücü ve vehim, kuruntu, hayal etme
gücü arasında oluşur. Uygunluk ve uyumluluk lezzet veya menfaat içinse
bunlardan mahrum kalınca düşmanlık başlar. Tevhitten mahcup olduğu ve nefsini
sevdiği için her biri günahından sıyrılmak ister. Bunlar, arası açık insanların
ortasında olan cehennemde yanarak çekişirler. (50.28)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>O gün takva sahipleri düşman
değildir. Allah’ı bilen, onun ehli olan kişiler, Ehadiyette, Birlik ve
beraberlikte yakınlık ve Vahdette eşitlik nedeniyle ruhani kişilik muhabbeti
içindedirler. Enbiya, evliya ve şehitlerin muhabbetleri böyledir. İkinci kısım
dostluk kalp muhabbeti dostluğudur. Tüm enbiyanın ümmetlerine muhabbeti
böyledir. Kendi cüzi iradelerinden vazgeçip duygusal lezzetlerde buluşmaya
dayanan nefsanî muhabbettir. Karı kocanın muhabbeti böyledir. Üçüncü kısım
muhabbet nefsanî muhabbettir.</span></b><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> </span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dördüncü
kısım dostluk akla dayanan muhabbettir. Tüccarın, sanatkârların veya yardım
edilen kişinin yardım edene muhabbeti böyledir. Dostluğun nedeni ortadan
kalkınca dostluk bozulur. İlim ehli arasında dostluğun üçüncü veya dördüncü
tipleri geçerli olabilir. Bütün dostlar, o günde, bazısı bazısına düşmandır.
Ancak muttakiler değildir. Muttakiler birbirine düşman olmaz, kat ettikleri
mertebelerine galiptirler. Evvelâ günahlarından sonra fuzûlden, <span class="ct">lüzumsuz
sözler</span>den sonra ef'alden, sonra sıfattan, sonra da zatlarından
sakınmışlar ve uzaklaşmışlardır</span></b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">.
<b>Dostlarından soğumalarına sebep olacak bakiyye kalmayıp belki onlardan
yalnız hubh, sırf' muhabbet kalmıştır</b>.<b> Ahrette verildikleri nimetlere
razı oldukları için Allah'ın kendilerinden razı olmuş olan kullarıdır. (43.67)<o:p></o:p></b></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ey müminler siz, sizden
başkalarınızdan, yani mümin olmayanlardan dost ve sırdaş tutmayınız. Bir
kimsenin sırdaşı, gizli konuştuğu ve esrarına muttali kıldığı halis ve safi
dostudur. Böyle bir dostun bulunması ise ancak sırf Allah rızasında seviştikleri
vakit mümkün olur. Nitekim «Sadık olan dostlar, ayrı bedenlerde olan bir
nefistir» denilmiştir. Zira halis muhabbet-i hakikîye; vahdetin gölgesi olduğu
için, ancak muvahhitler arasında olabilir. Nur ile zulmet nasıl aynı cins
olabilir ve ulvî ile süfli ne cihetle tevafuk eder, uyumlu olur? (3.118)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ayetler apaçık, anlamları aşikâr.
Eşyanın aslı, esası, özü düşünüldüğünde, Hakk’ın ilminden hakkını hakça aldığı
için her mevcut ortaya çıkmış, mevcut olmuştur. Her eşyanın bileşenleri içinde
ve arasında bir ‘bilgi’ vardır. Bu bilgiler belirli bir düzen içinde dağılır ve
yayılır. Örneğin birinci dereceden üç yüz altmışıncı dereceye kadar her derece
bir derece artarak çoğalır ve yayılır. Her elin beş parmağı düzenli bir şekilde
vardır ama hepsi farklıdır.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Renkler de en sıcağından en soğuğuna
veya dalga boyları en kısasından en uzununa kadar düzenli ve uyumlu bir
farklılaşma gösterir. Düzen içinde bir rastgelelilik veya tesadüflük yoktur.
Önemli olan düzenin fark edilmesidir. Doğada bir ‘altın oran’ uygulaması
vardır. Galaksilerin açılımı ve yerçekimsel güçlerin etkileşimi belirli bir
matematiksel formüle dayanır. Eşyayı oluşturan kuvvetler belirli ortamda
bilinen koşullarda kesifleşip kütleleşir, bedenleşir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan davranışları da uyumlu
farklılaşma ve mükemmelliğe götüren başkalaşım ilkelerine bağlıdır. Dostluklar
rastgele olamaz. Renk tayfı gibi insan tayfından da söz edilebilir. İlahi
ilimle meşgul olanlar bir köşede, dünya geçimiyle ilgilenenler bir köşededir.
Pazarcılar pazarlarda felsefe yapmaz ve satmaz. Düşünürler de kendi aralarında
pazarcılık yapmaz. Ele aldıkları konuları tefekkür içinde tartışırlarken,
yoğunlaşan ilgileri birisi tarafından bozulursa, bu kişi ‘bir iane’ demek için
hocayı çatıdan indirene benzer. Sağlam temelin üzerine katlarını çıkmış,
çatısını çatmış ve çatısına çıkmış bilgeler, bazı kişilerce aşağı indirilip
kendilerine ‘ben çok okudum bu yaptıklarınız yapılmazmış’ denilmektedir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yukarıdaki ayetlerin hepsinde ortak
kavram ‘tevafuk’ ele alınmıştır. Bu kavram ‘<span class="ct">düzenlenmiş biçimde
birbirine uygun olma’ anlamındadır. Gerek eşya gerek canlılar ve gerekse
insanlar aynı kavrama tabidir. Ayrıca belirli özelliklere sahip kuvvetlerden
oluştuğumuza da dikkat çekilir.</span></span> </b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">“</span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Sizin
üzerinize gönderilen hıfz edici kuvvetler Hakkın kuvvetleridir. Bu kuvvetler
merkezî kontrol altında yerinden yönetilirler, </span></b></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/01/ilmi-hfz-eden-kuvvetler.html"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">özgürce</span></span></b></a><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"> hareket ederler.” (6.61)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım tevafuk kavramını tefekkür
ederek hakikate ulaşma yolunda ilerleyebiliriz.<o:p></o:p></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-62567778994739193292019-05-03T07:05:00.000-07:002019-05-03T07:05:01.007-07:00Kanaat Et Nefsini Öldür!
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kanaat Et
Nefsini Öldür!<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Nefsanî
beslenme için kullanılan akıl ile ancak niceliksel doyuma ulaşılır. Bu gidişin
sonu yoktur. Gururun alçak gönle ve aç gözlülüğün kanaate dönüşmesi, aklın elde
ettiği bilgilerin kalpte sıfatlanmasına bağlıdır. Ruhani bilgiler, kalpte
mayalanmalı ve kalp deryası maya tutmalıdır. Kalp deryası ilimle mayalanmazsa, kalp
muhabbetle sıcak tutulmazsa, nefis denizinde maya ziyan olur. Fiillerden sonra
sıfatların sahibini bilmeyen, Allah’ın sıfatlarını tanıyıp idrak etmeyen, Allah’ın
sıfatlarıyla sıfatlanamaz.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kendini
bilmeye giden doğru yol, bireylerin dışında değil, bu nedenle topluca
gidilebilecek bir yol değildir. </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2015/03/insan-uc-boyutludur.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Gösterge</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> çubuğu dik durur ve önce ucu bir
aşama açılırsa, üçüncü boyut olarak, doğru yol ortaya çıkar. İnsanı temsil eden,
anten şeklindeki gösterge çubuğunun bir çıt açılması, insanın kalbini
keşfetmesine benzer. Bu açılım dışarıdan olamaz. Kalbin dışa açılan kapısı,
içeriden açılır ve sıcak duygularla dolarsa açılır, mayalanan sevginin aşka
dönüşümü ile açılır. Diğerlerinden farklı kılan benlik ve bencillikten vazgeçilip,
örneğin, kazancın meşruluğuna, ahlakın güzelliğine önem ve öncelik verilirse
açılır. Kalp, akıl aracılığı ile ruhtan aldığı nuru, nefsine yansıtır, böylece,
nefsin kanaatkâr olduğu görülür. Ruhtan, ilmin kaynağından, basiretle, tevhit
ilmiyle alınan tasavvufî bilgiler, uygulanıp yaşanacak bilgilerdir. Dışarıdan
alınan bilgiler unutulabilir, uygulaması yapılmayabilir. İçten dolup taşarak
duygusal alandan çıkan bilgiler, aşk içinde uygulanır. Seven herkesi sever.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İçe dönük
yolculuğun ilk aşaması, antenin bir çıt açılması, failin Hak olduğunu anlamaktır.
Açılan kalp kapağından, akıl aracılığı ile kalbe inen bu bilgi, kalp tarafından
iyice anlaşılınca, nefsi ikna etme çabası başlar. Her şeye sahip olmaya çalışan
nefis iyi, doğru ve güzel olanın diğerlerinden ayrılmasını kabul eder,
kanaatkâr olur. Böylece her bilgi bir uygulamaya dönüşür. Bedensel faaliyetler,
her iş ve eylem, aynı güç ve kuvvete dayanır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Doğa, dünya,
âlem bir tarafa, insan bir tarafa. İnsan başkadır, üç boyutludur. </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/02/namaz-vakitleri.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Namaz</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> konusunda, ilk akla gelen ‘genel
olarak yer, içer, yatar, kalkar, savaşır, sevişir’ insanlardan farklı, olgun ve
kendini bilen insanlardan söz edilmesi uygundur. Oruç ile nefsini yenmiş ve
terbiye etmiş insan, kalbini keşfeder. Kalp, duyguların merkezidir. Ruhtan
alınan ilim ile beslenir. Açgözlülüğünü kanaatkârlığa dönüştürmüş nefis, tatmin
olur ve kalbin ilhamlarına açılır, kalbe teslim olur. Ruhun nuru ile
aydınlanmaya başlayan kalbin sabahı olmak üzeredir. Sabahın fecrinde insan
uyanır, kendi hakikat güneşinin kalbine doğması yakındır. Maddenin ve eşyanın
hakikatini bildikten sonra nefsini fethetmiş olan insan, kalbinden aydınlanmaya
başlar. </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2016/04/insan-itaat-eder.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Hakikat</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> güneşinin gün ve gündüzünün
aydınlığında, kalbinin sırlarını çözmeye çalışır. İnsan, âlemi kalbinde
bulabilir. Ömrünün kısalığı, iradesinin sınırlılığı nedeniyle doğuştan
verilenlerin önemini anlar. Keşif, müşahede ve Şuhut’tan tevhide geçilebilir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Halik’ınıza dönüş için, nefsinizin
hazzını ve huzurunu azaltın, heveslerinden vazgeçirin, tövbe ederek riyazetle
yani kanaat kılıcıyla nefsinizi kökünden katledin.” (2.54) Benlik yapan bencil
nefsi, kökünden kesip atın ki Allah’ın nefsi ile kaim olun. O’nun ilmi ile âlim,
nefsi ile kaim ve hayatı ile hay, diri olunuz.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-50645821283841276342019-05-01T02:35:00.003-07:002019-05-03T02:52:35.277-07:00Oluşumla Gelişim
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">Oluşumla Gelişim,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Mevcutların henüz var
olmadığı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Tüm eşyanın ortalığa
çıkmadığı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">İlmin de henüz
uygulanmadığı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Işığın yanmadığı andan
gelirim.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Önce ne ses var ne de söz
vardı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Duyulmadı, ‘Ol’ nidası
yankılandı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Olacaklarca ‘boş’ alanda
algılandı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Şek ve şüphesiz, anda,
uygulandı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Şeyler, ‘ben’ ile birlikte
var oldu,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Var olanlarla, boş evren
doldu,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Her sonuca bir şey sebep
oldu,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Rahmandan, rahimsiler
doğdu.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bilim kanıtladı, ‘Hep’, ‘Hiçlikten’,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bir kuvvet çıkar yok ve
boşluktan,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">İter, çeker, etkiler ve de
etkilenir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Etkileşim ve iletişim,
diğerinden.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Her şey için bir Celalî
nazar oldu,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Nazar ile madde, taştı da
yayıldı.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Şey, hakkını, Hak’tan,
hakça aldı,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Aldı da farklılaşarak
belirginleşti.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Arz ve sema dayandı ve
döşendi,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Zaman geçmeksizin oldu da
bitti,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Akıl içindir her şey,
sıralı sebepli,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Anladı, hakikatin
idrakinde, yitti.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Nesi ve nasılı, aklın,
bilimsel işidir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">İlahî düzeni, kaosu,
bilimselleştirir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bilgi, bulgu ve sonuçlar
kanıtlardır,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bunlar, sanki aklın işini
sonlandırır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Fizik, kimya, matematik
bilimlerdir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Evren bütünselliğindeki,
dilimlerdir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Bilimsel modellemeler çok
güzeldir,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Görünen, modellenendeki
güzelliktir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Duyular ve yanılgılarla
akıl zanneder,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Zandan kurtulmak, zamanı
an eder,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Anda var olur mevcudat,
yeniden,<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;">Necdet, idrak et,
oluşmalar şenden.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 3;"> </span></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-27615205548427828862019-04-26T01:50:00.002-07:002019-04-26T01:50:10.372-07:00Erdem Yaratılıştandır
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Erdem Yaradılıştandır, <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Herkes ve her şey kendi fıtratındaki
kemalini, olgunluğunu gerçekleştirmek amacıyla yaratıldığına göre olgunlaşmak
için gerekli olan yazılım ve donanım da verilmiş, fıtratına kazınmıştır.
Yaradılışının ve amaçlarının farkında olmayanlar yanlış yollara sapıp
kötülükleri amaç edinmiş hatta karakter edinmiş olabilir. Verilenleri kullanmak
insanın yetkisindedir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>O’nu
sevenler, kendilerinde yeterince sebep, donanım ve kudret bulursa,
yaradılışlarında gizli olan hakikat, bilgi, ilim ve erdemler sayesinde,
temizlenme ve arınmayla fiili ihraç etmeye ilişkin verdikleri sözü yerine
getirmiş olurlar. İnsan olarak insanlıktan yaratılmış, akılla donatılmış
oldukları için, önce âlim, sonra kâmil insan, arif olurlar. Böylece kendini
gerçekleştirmiş, verdikleri sözü yerine getirmiş olurlar.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kişinin
ergen oluşu ile bireysel yaşam başlar. Kendi başına kaldığında, büyüme çağında,
büyüklerinden eğitimle aldığı güzel ahlak dersleri, önem ve önceliğini
yitirebilir. Hayata atıldığında, yaşam kavgası kargaşasında, bazı erdemlerin
başkaları tarafından göz ardı edilmesinin etkisi altında kalabilir. Diğer
bireylerle girdiği yarış ve yarışmalarda, vehim ve hayal gücü gibi nefsanî
duygularına yenik düşebilir. Kalbindeki güzel ahlaka ilişkin erdemler, ruhani
ve nurani değerler, geri plana itilebilir veya tamamen unutulabilir. İçki,
şehvet, şiddet ve kumar gibi kötü sıfatlar birbirini destekler. Bu durum kalpte
yeşermesi beklenen değerlerin kalpten tamamen sürülmesi ve kalbin nefis
mücadelesinde yenik düşmesidir.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Sıfatının tecellisi, var olması
için, ‘nefhaat-i Rabbaniye rüzgârlarını’, ‘şişirici rüzgârları’ gönderir.”
(25.48) “Yokluk, sırf boşluk değil, olmuş ve olacak mevcutların hakikatlerini,
bilgilerini, ilimden alacakları ‘haklarını’ içerir. Her ‘şey’ Hak’tan hakkını
aldığı için mevcut, var olabilir.” (21.22)<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan bilgiye sahip olabilir ama
ilmin tümüne sahip olamaz. Aynı şekilde bedeni ve ruhu varsa da enerji ve
içerdiği ilim insana ait değildir. “<span style="color: black; letter-spacing: -0.15pt; mso-font-width: 105%;">Beden ve ruhlarının, ilimlerinin, beden ile
hakikatinin, farklı şeyler olduğunu anlayarak bunların ayrılabilmesiyle
ölümlerini idrak edenler elbette diriltileceklerdir.” (79.1-5)</span> Ayırım
gücünden, analizden sonraki sentez insanı farklı sonuçlara götürebilir. İnsan
Allah’ın ilmi ile âlim, nefsi ile kaim, ayakta ve hayatı ile hay, diridir.
Rahmanî rahmet olan yağmur iyinin de kötünün de tarlasına yağar. Rahimsi rahmet
olan akıl, fikir gibi her insana özgü değerler ise herkese özeldir. İnsan
toplumun bir bireyi, evrenin bir zerresi olarak mevcuttur ama kendiliğinden var
olan değildir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span></b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Ayetler
apaçık, anlamları aşikâr. Eşyanın aslı, esası, özü düşünüldüğünde, Hakk’ın
ilminden hakkını, hakça aldığı için her mevcut ortaya çıkmış, mevcut olmuştur.
Her eşyanın bileşenleri içinde ve arasında bir ‘bilgi’ vardır. ‘Evrenin Hakkını
Sonuna Kadar Kullanması’ bir prensiptir. Evren, ‘Olasılıklar Denizinde’ bir
şeyin olma olasılığı varsa, bunu gerçekleştirir. “Evren, hakkını sonuna kadar
kullanır” bilimsel ilkedir. Saniyenin on üzeri eksi kırkında, trilyonda
birinde, ‘elektron ve pozitron çiftleri’, yokluktan ortaya çıkar ve anında yok
olur. </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2015/10/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Parçacıkların</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"> bir anda var olup yok olması sürekli var olan
varlıklar olarak görünür. Saniyede otuz resmin geçişi film olarak izlendiği
gibi eşya ve parçacıklar da sürekli ‘var’ görünür.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu bilimsel bilgi ve bulgularla
kanıtlanan gerçekler Kuran’da da aynen yer alır. “Bir emirle, halen, her an,
oluşmaktaki evrenin, ‘Hadis olur, fani olur’ şeklinde var ve yok olması </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2015/01/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">istenmedi</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;">, her şeyin bir amacı vardır.” (21.16,17) “Her
şeyin, yaratılmadan önce, ruh, kalp ve nefis âlemlerinde suretleri vardır.”
(2.21) “Eşyanın tümünün, bilinmelerini sağlayan, ilmî özelliklerini Âdem’in
kalbine indirdi. Marifet ve muhabbet sırrını insana emanet etti. İnsan, eşyayı
ve kendini verilen ilim ile bilir ve ilmin sahibini de bilir kâmil insan olur.”
(2.31, 33)<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kâmil insan olma amacıyla yaratılan
insanın fıtratına, erdemli olmak için gereken her türlü sıfat kazınmıştır. Her
varlık, bitkiler ve hayvanlar, görevini eksiksiz hatta yanlışsız yapar, yalnız
insan sapar. Bu sapma yetkisi de sorumluluğuna eşit bir şekilde verilmiştir.
İnsan, yetkisi nedeniyle sorumludur. Bilen ile bilmeyen bu nedenle eşit
olmayabilir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan, bilir, bildiğini bilir ve
bildiklerini sentez ederek ortak bir bilince ulaşır. Ahlakı, güzel ahlakı,
erdemleri bilir, ahlaksızlığın ne olup olmadığını da bilir. İyilik, doğruluk ve
güzelliğin varlığı ve gelişimiyle kötülük, yanlışlık ve çirkinliğin ortadan
kalkacağını bilir. Karşıda gördüğü kötülükleri imha ederek kaldırmaya çalışması
hatadır. Erdemli olmakla erdemsizlik ortadan kalkar. Esas olan dönüşümdür, bir
sıfatı ortadan kaldırmak diğer sıfata dönüşümünü sağlamakla olabilir. Kötü
insanı veya insanları öldürmekle kötülük ortadan kalkmaz.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Günümüzde üzerinde durulan bilimsel
bir kavram da “</span></span><a href="https://www.youtube.com/watch?v=wRpi8DDPlmU&feature=youtu.be"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Bağlantısal</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;">
Bütünselliktir.” Yüz milyar beyin hücresinin diğerleriyle bağlantı kurarak
düşünce ürettiği saptandı ama bu bağlantıların nasıl bir matematik ile
yürütüldüğünü belirlemek için mevcut bilgisayarlar yetersiz kaldı. Yine de beynin
nasıl düşündüğüne dair bir matematik model yapılabileceği görüldü. Beyin
hücreleri, nöronlar, elektrikle çalışıyor ve bilgi işliyor. Beyinde bilgiler
elektrokimyasal ırmaklar halinde akıyor. İnsan bedeninde 37 trilyon hücre
vardır. Atomlardan oluşan bu hücreler 300-400 günde tamamen değişir ama insan
yaşamaya devam eder. Bütün, parçaların toplamından fazla bir şeydir. İnsan
atomların toplamı değil kurulan bağlantıların bütünüdür. Evrende var olan bütün
kuvvetlerin bağlantısal bütünlüğü bir matematik modeliyle ortaya kondu.
LANIAKEA astrofizik modeli evrendeki tüm kuvvetlerin bileşkesini
oluşturmaktadır. Bu model, beynin modeline benzemektedir. Benzer bir
bağlantısallık modeli, yaprakta da ağaçta da metro sisteminde de var, yaşamın
kendisinde de vardır. Matematiğini bilemediğimiz oluşumlara kaos demişiz ama
modelini bulunca kaos olmaktan çıkıyor. Bilim, matematikselleştirilmiş
felsefedir. Kuş sürüsünün hareketlerinde, bir kuşun bir saniye sonra diğeriyle nasıl
bir ilişki içinde olacağının olasılığını belirleyen modeller vardır. <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bağlantısal bütünlüğü ortaya koyan
model nedeniyle matematik değil modellere uygun olan evren ve yaşam güzeldir.
Kuş veya balık sürülerinde bir lider olmadığı kesindir, bağlantısallık kültüründe
hiyerarşi yoktur. Bağlantısallık biliminde liderler, yöneticiler yoktur.
Matbaanın icadı çığır açmadı, yeni bilimsel çığır matbaayı geliştirdi. Bilim,
matematikselleştirilmiş felsefedir. Din ise, felsefenin henüz
matematikselleştirilememiş, kaos denen, halidir.<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-79506350699128785682019-04-19T02:10:00.002-07:002019-04-19T02:10:50.142-07:00Zuhurunun Şiddetinden Görünmez<strong><span style="font-family: Calibri;">Zuhurunun Şiddetinden Görünmez<o:p></o:p></span></strong><br />
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan idrak ettiği için idrak ettiği kadar vardır. Saniyenin dört kere trilyonda biri kadar olan bir zamanda, yokluktan çıkarak, var olup yok olan zerrelerin oluşturduğu evrende yaşıyoruz. Hiçbir şeyin </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/04/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">tesadüfen</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> olmayıp bir amaç için var olması nedeniyle, insan bilinci vardır. Evrenin gelişimi zerrelerden bilince gelmiş durumdadır. Düşünen insan beyni incelendiğinde, beyin hücreleri arasındaki haberleşmenin ışınımlarla olması, ilk zerreleri anımsatabilir. İlk ışınım ve son ışınımın şiddeti aynı olabilir. Her iki ışınımın da zuhurunun tespiti, ortaya çıkışının belirlenmesi, şiddetleri nedeniyle, zordur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Siz, Hakk’ın, ‘hıfz edicilerinden’, ‘ilim yüklenebilen kuvvetlerinden’ oluştunuz. Siz, bu güç ve kuvvetlerin cisimlenmiş, şekil ve suret kazanmış, </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/01/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">cisimleşmiş</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> halisiniz.” (6.61) Ayetlerde de belirtildiği ve bilimsel olarak da kanıtlandığı gibi, güçlü itim ve çekim kuvvetiyle donatılmış zerrelerin toplanmasıyla bedenleşmiş bulunuyoruz. İten, çeken ve birbirlerini algılayan bu kuvvetlerin birer bilimsel özellik sahibi olduğu açıktır. Belirli elektromanyetik kuvvet özelliği taşıdıkları bilinir. Kuvvetlerin bu bilimsel özelliklerinden başka bir şeyi de yoktur. Zerreler ile bilimsel özellikleri veya bilgilerinin aynı olduğu ve ayrılamaz bir bütün oluşturduğu açıktır. Böylece maddesel bilgilerden insanda bilinç oluştuğu kanıtlanmış olur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan, büyüme, gelişme ve olgunlaşma sürecinde, kendini bilmeye çalışır. Önce kendini bedensel ve nefsanî güçlerle donatır. Sonra kalbî duygularla dolup taşar. Öğrendikçe bilgi depolayıp bilinç geliştirir. İnsanın, gelişip olgunlaşma sürecinin hangi aşamasında, doğa veya evrenden ayrı ve ayrıcalıklı bir benlik ve bencillik sahibi olduğu bilinemez. Doğal ve evrensel özelliklere sahip olup, benlik ve bencillik geliştirmesi şaşırtıcıdır. Çevresinden aldıklarını iade etmesi durumunda, geriye ne kalacağını düşünmek kendisini de şaşırtabilir. Yokluktan çıkıp var olan zerrelerle oluşanın, varoluşu da sahiplenmesi ilginçtir. Zuhurun şiddetinden sonra, mevtin de azabın da şiddetlisi yaşanır. </span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">“Azayı emzirici, besleyici olan her kuvvet beslediği azadan gafil olduğu, idrak ettiklerini hıfz edici hamil sahibi kuvvetlerden her biri, idrak ettiklerini yere bıraktığı, yani her kuvvet,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tahrikini ve istiklâlini bıraktığı zaman, insanları, mevtin şiddetlerinden sarhoş, şaşkın ve baygın görürsün.” (22.2) <o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“</span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Allah, yerin ve göğün nurudur. Nur, Allah’ın zatıyla zahirdir, görünür hale gelir ve görünür, eşya da nur ile zahir olur ve görünür. Nur, zuhurunun, ortaya çıkışının şiddetinden ve eşyanın kendisiyle zahir olmasından dolayı, mutlaktır ve ilahî isimlerden birisidir. Zuhurunun şiddetinden gizlidir, ışığın kaynağı görünür kendisi görünmez. Mevcut olan her şey onunla mevcut olmuştur. Cisimler âlemi, ilahi nurun gurup ettiği, tesettüre girdiği yerdir, örtülü halidir. İnsanın kemale ermiş, olgunlaşmış halinde bu nur parlar, yaradılışa uygun olarak parlayan bu nur ise diğerlerini aydınlatır. Parlayarak aydınlatan nura, nurun nuru, batıdan doğan hakikat güneşi denebilir. Cahil kişi, cisimlerin altında kalmış, cisimler âlemi dalgasının örttüğü kişidir, basiretsizdir, hiçbir şey göremez.” (24.35) “</span></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Biz, vücudumuzla sizi izhar etmekle ve sizin suretlerinizde zahir olmakla sizi halk ve izhar eyledik.” (56.57) <o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım, biz de bilinçli olarak nuru idrak edebiliriz. </span></b></div>
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"></span></b> </div>
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Allah’ım, sen ne büyüksün,</span></b></div>
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Ben diye de görünürsün!</span><o:p></o:p></b></div>
<br />Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-20363258376460963422019-04-16T07:22:00.002-07:002019-04-16T07:22:36.537-07:00Tesadüfen Var Olamaz
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Tesadüfen
Var Olmaz<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İstemeyi bilinceye
kadar her şeyimiz var olur. İstemeyi öğrenince de isteğimizin sonu olmaz. Arzu
ve isteklerimizin sonsuzluğu bizi bitirir. Ben kimim, ne yapıyorum, nereden gelip
nereye gidiyorum deyince hakikate erebiliriz. Sahip olunan her şeyin kıymetini
ve değerini araştırıp öğreniriz. Örneğin görmenin kıymetini ve muhteşemliğini,
önem ve önceliğini, nasıl var olup gördüğümüzü öğreniriz. Neden gördüğümüzün
cevabı ise henüz olmayabilir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kendimizi
bilmeden önce karıncaların hikâyeleri anlatılır. Her karınca ayrı bir
yumurtadan çıkar. Hiçbir karınca diğerinin işine karışmaz. Her karınca ne iş
yapacağına kendisi karar verir. Bireysel seçimler sonucunda ‘Ortak Bilinç’
oluşur. Her karınca iş yapar, bazı işler birlikte yapılır. İşin ucundan tutan
karıncalar çok olabilir ama kendi kararlarıyla işin ucundan tutarlar. Bireysel
davranışların ortak bilinç oluşturduğu böylece kanıtlanır. Her molekül de, yüzlerce
bazıları binlerce atomdan oluşur. Moleküllerin yani proteinlerin, kendi
görevlerini yapmasıyla, her hücre, düzenli çalışan bir fabrikaya dönüşür. Bir
proteinin işini yapmasıyla sabah, işini bitirmesiyle akşam olduğunu anlayan
‘Bilinçli’ insanlar oluşur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Büyük Hadron
Çarpıştırıcısında, İsviçre’de, CERN’de, elektron ve protonların saniyede kırk
milyon kere çarpıştırılması sonucunda, elektron-pozitron çifti saptandı. İlim,
‘bilimsel bir özellik kazanarak’ zuhur eder, ortaya çıkar. Bilimsel bilgi,
bulgu ve deneylerle kanıtlandı ki elektronun, ‘belirli ve sabit’ olarak bilinen
‘elektrik yükü’, elektron ile pozitron arasındaki ‘Boşluk Denizi’ nedeniyledir.
Bu Boşluk Denizi sayesinde, pozitron, elektronu ‘Perdeler’ bu nedenle elektronun
elektrik yükü sabit görünür. Boşluk denizi ve perdeleme olmasa elektronun
elektrik yükü yaklaştıkça artar, uzaklaştıkça azalır. Diğer bir deyişle
elektrik yükü sıfırda sonsuza, sonsuzda ise sıfıra gider. Kısaca evrendeki
‘Varlık’, varlığını, bilimsel olarak, ‘Boşluğa’, ‘Yokluğa’ borçludur. Çünkü
elektronun elektrik yükü bugünkü belirlenen miktarının milyarda biri kadar az
da olsa, çok da olsa atomlar birbirini tutamaz yani su bile </span></span><a href="https://www.youtube.com/watch?v=8G5yO0F2lmI"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">oluşamaz</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu
deneylerin ikinci en önemli bilimsel bulgusu, ‘Evrenin Hakkını Sonuna Kadar
Kullanmasıdır’. Evren, ‘Olasılıklar Denizinde’ bir şeyin olma olasılığı varsa,
bunu gerçekleştirir. “Evren, hakkını sonuna kadar kullanır” bilimsel ilkedir.
Saniyenin on üzeri eksi kırkında ‘elektron ve pozitron çiftleri’, yokluktan
ortaya çıkar ve anında yok olur. </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2015/10/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Parçacıkların</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> bir anda var olup yok olması sürekli var olan varlıklar
olarak görünür. Saniyede otuz resmin geçişini film olarak izlememize benzer
şekilde, parçacıklar da sürekli var olarak görünür.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu bilimsel
bilgi ve bulgularla kanıtlanan gerçekler Kuran’da da yer alır. “Bir emirle,
halen, her an, oluşmaktaki evrenin, ‘Hadis olur, fani olur’ şeklinde var ve yok
olması </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2015/01/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">istenmedi</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">, her şeyin bir amacı vardır.”
(21.16,17) “Bu idrak ile her yönde, Hakk’ın yüzü görünür, perdeler, vehim ve
ham hayal ortadan kalkar. Her iş ve eylem ilmin tezahürü, bir </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2016/03/"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">uygulamasıdır</span></span></a></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">. Nefsin oluşumu, canlanması, hayat bulması ve yaşaması
ilimle olur. Maddeyi ilimden ayrı düşünmek yanlıştır.” (39.9) “Her şey,
Allah’ın istek ve iradesiyle, ‘Kûn, ol’ emriyle ancak söz ve ses duyulmaksızın,
arada bir vasıta olmaksızın ve zaman geçmeksizin birden, an içinde, vücuduyla
mevcut olmaktadır.” (2.117)<o:p></o:p></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-90711247669168410122019-03-21T01:28:00.002-07:002019-03-21T01:28:24.703-07:00İlim ve İnsan Kanıttır
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İlim ve İnsan Kanıttır<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Her
insan, ömrü boyunca, düşündükleri, yaptıkları, ortaya çıkardıklarıyla, aslında
içinde olanları ortaya koyar. Her sanatçının eserlerinin tümü sanatçının
kendisini ortaya koymasıdır. İlim insanları, kendilerini ortaya koyup,
vakfedip, adayıp, içlerinde ne varsa onları ortaya koyar; yeni, güzel ve
yararlı şeyler oluşturur. Özet olarak, her kişi, kişiliğinde bulunanları, her
ne var ise tümünü, işleyen aklını kullanarak, aklının tümünü işleterek, içini dökerek,
elle tutulur gözle görülür eserler yaratır. Herkes de bu eserler ortaya
çıktıktan sonra görür, tutar, işitir, koklar veya tadar. İnsanların yaptıkları
da yoktan var edilişe birer örnektir. Bir ilmi anlatmak, sözlü olarak ortaya
koymak yetmez; uygulamak, uygulayarak daha önce örneği olmayan bir şekilde
meydana çıkarmak ve ortaya çıkanın da yararlı ve güzel olması şarttır. Bu idrak
ile bu evren, Hakkın ilminin aklı faal ile ortaya çıkışıdır. Elif, lam, mim,
Allah’ın</span></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"> ismi azamı olan suret-i Muhammedi’de, ehli olan insanı kâmiline
malum olacağı veçhile, perdelenip örtünen, zata işarettir. Akıl, ilmin
göründüğü, ortaya çıktığı yer, anlaşıldığı mecra, bilindiği alandır. Her kişi,
kişiliğine uygun bir aklın açığa çıktığı bir alan, levha veya ortamdır. Külli
akıl, kaza mahalli, düşünülen alan veya levha-i kazadır, cifr denebilir. Camia,
nefsi külden ibaret bulunan levha-i kaderdir. Cifri camia, olmuş ve olacağı
ihtiva eden, içeren kitap demektir. İlmin tümü Muhammet ile açığa çıkmış
böylece Kitap ona indirilmiştir.</span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"> </span></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">(2.1,2)</span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 9pt; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsanın
farklılaşarak belirginleşmiş özelliği ilmi idrak edişidir. Bilgi elde ettikçe
bilgileri birleştirmesi, ilmi dallara ayırarak tümünü kavraması, insanı insan
yapan özelliktir. Aklını kullanarak elde ettiği bu ilmin kaynağını araştırmak
da özelliğinin bir parçasıdır. Elinde veya kontrolünde olanlarla olmayanları
ayırt etmek kaçınılmazdır. İlim ile kendi kişiliğini bulması, kişiliğinde ilmin
yerini ve önemini, ilmin kaynağını bulmasıdır. İnsan, var olan tüm canlıların
en aciz halinden çıkıp gelişini, en derin cehaletten bilgeliğe yücelişini, ilmi
idrak edişini, verilenler olmaksızın, yalnız kendine mal etmesinin mümkün
olmayacağını anlar. Akıl, ilmin deposu olan insanı bilerek, ilmin ve insanın
iki ayrı şey olduğunu ama birinin, diğeri olmaksızın, isminin, cisminin ve
resminin olamayacağını da anlar. İlim ile insan ayrı şeylerdir. Üstelik ilmi
olmadan insandan, insan olmadan da ilimden, söz etmek de zordur. İlmi de yalnız
insan anlar ve uygulayarak ortaya çıkarır. Ruh, </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/10/insann-cevheri.html"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue;">beden</span></span></a></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"> için ne ise
ilim de insan için odur.<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; font-size: 9pt; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>‘İlim ayrı insan
ayrı kavramını ancak akıl kavrayabilir’ gerçeği üzerinde durulmalı. Bu gerçek
bilimseldir. Her şey ilminin </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2016/03/"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue;">deposudur</span></span></a></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">, ‘şeyin’
kütlesi kara deliğe düşse de ‘ilmi’ olay ufkunda kalır ve kaybolmaz. Bu
gerçeklerden hareket ederek şey ile ilmi ayrı ele alınabilir. Şey olarak
‘kütle’ veya o şeyin maddesi düşünülebilir. Maddenin oluşumu önemlidir. Yine
bilimsel bilgi ve bulgulardan, madde, belirli bir parçacığın içinde toplanan
kuvvetlerdir. Kuvvetler de elektriksel, manyetik ve elektromanyetik kuvvetler
olarak özetlenebilir. Evrende her biri bir diğeriyle sürekli etkileşim içindeki
kuvvetlerin toplanmış haline madde denir. Kuvvetler de belirli bilimsel
özelliklerden başka bir şey değildir. Bir elektrik yükü olan veya olmayana, bir
çekim gücüne veya uzay zamanı büküm gücüne ‘kuvvet’ denir. Diğer bir deyişle
kuvvet belirli bir bilimsel özelliktir. İnsan da temelde bu belirli bilimsel
özelliklerden oluşur. Önemli olan insan ne atom yapabilir ne de atomlara hükmedebilir.
Altyapı olarak bunların hepsi insana ‘verilmiştir’. Nasıl ki her ilim
bilgilerden oluşur, insan da bilgi olan kuvvetlerden oluşur. İnsanın ilmi ayrı
ve maddesi ayrı ise maddesinin de ‘bilgi’ olduğu unutulmamalıdır.<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“İlmin ayrı bir
varlığının idraki ise Hakkın varlığına delildir. Nasıl ki bir eşyanın gölgesi
varsa gölge güneşin varlığına delildir, aynı kapsamda ilmin varlığı da Hakkın
varlığına delildir. İlim, böylece Hakkın</span></b><b><span style="color: #666666; font-family: "Calibri","sans-serif";"> ‘</span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/12/hakkn-hakikati.html"><span style="font-family: "Calibri","sans-serif";"><span style="color: blue;">gölgesidir</span></span></a></b><b><span style="color: #666666; font-family: "Calibri","sans-serif";">’.</span></b><b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">” (39.9)<o:p></o:p></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-12834438811204772992019-03-12T01:45:00.002-07:002019-03-13T01:11:50.195-07:00Haviyedeki Asar Ateşi
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 10pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Haviyedeki Asar Ateşi<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsanın, insan olmaya başlaması,
kendisinin başkalarından ve çevresinden farklı, “Uyumlu belirgin” olduğunu,
tevafuk ettiğini, anlamasıyla başlar. Aynı bedende farklı kişiliğe sahip olmayı
anlamak önce dikkatleri beden üzerine çeker. Bedenin ilminden başka bir şey
olmadığı, ilim ile bedenin faklılığını aklın idrak ettiği açığa çıkar. İlmi
hıfz eden kuvvetlerin toplanmasıyla, temessülüyle oluşan, <b><u><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/02/namaz-vakitleri.html"><span style="color: blue;">beden</span></a></u></b>
ve nefsin de ilimden oluştuğu anlaşılır. Bedenin, böylece ilme tabi olup biat
ettiği keşfedilir. <b><u>Keşif</u></b>ler birbirini izler, hareketlerin
fikirlerle yönlendirildiği, fikirlerin de bilinçlere tabi olduğu açığa çıkar.
Her bilgi ve bilgi topluluğu bir nurun açığa çıkışıdır, aydınlanmadır, karanlık
kalkar, ortamı ışık doldurur, gündüz olur. İlmin kaynağına doğru yolculuk eğer
bir sırra ermeye gider, bu işte bir <b><u>sır</u></b> var, sırrı nedir denirse,
ilmin ve aydınlığın kaynağının ne olduğu düşünülmeye başlanır. İlmin Hakka ait
oluşu ve Hakkın gölgesi olduğu, gölge oluştan da gölgenin aslına gidilebileceği
idrak edilirse <b><u>Şuhut</u></b> edilir. Şuhut edilenin <b><u>giz</u></b>
olduğu ve gizlendiği, soyunanın kavuştuğu, batının zahir ile örtündüğü,
tesettüre girdiği anlaşılır. Bireysel soyunup kavuşma cumaya, birliğe de
gidebilir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Âdemin halden hale geçişleri âlemde
de görülür. Uzay zamanda, atılmış yün veya pamuk gibi yüzen toz ve gaz bulutu
haline gelen süpernova haviyesinde, </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/01/haviye-cehennemin-dibi.html"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">göçüğünde</span></a><span style="font-family: Calibri;">
asar ateşi kendiliğinden oluşur. Hidrojen atomlarına özgü özellik olan ‘yerçekimsel
ışınım’, bunların bir merkezde toplanmasını sağlar. Bu atomların kütlelerinin
uzay zamanı bükmesi, atomlara verilen ilmin bir özelliğidir. En merkezdeki
atomların bükümlerine düşen diğer atomlar ortamda büyük bir hareketliliğe yol
açar. Hareketlilik, sürtünme nedeniyle, ısınmaya neden olur. Merkezde ısınan
toz ve gaz bulutu, soğuk toz ve gaz bulutu katmanlarının içinden dışına çıkmaya
çalışır. Hidrojen atomlarının, verilen bilimsel özellikleri nedeniyle
gerçekleşen, merkeze ve merkezden çevreye doğru hareketler, ısı ve basıncın
artışına neden olur. Isı ve basınç artışı ise yanma oluşturur. Bu yanma ise
eserler oluşturan ‘asar ateşidir’. Evrende bilimsel olarak kaydedilip
kanıtlanan bilgi ve bulgular ‘halden hale’ geçiş sürecini açıklar. Bu süreçte
önce demir ve altın gibi gerekli madenler oluşur. Sonra da fotonların kırmızı
ve mavi ışık enerjileri dönüşerek, yeşil rengi yansıtan klorofil sayesinde,
hayatın temelini oluşturur. Klorofil, su ve karbondioksit gazından, şeker ve
oksijen üretir. Her canlının her hücresi, bu şekeri yakarak faaliyetlerini
sürdürür; şekeri, oksijen alıp, yakarak karbondioksit üretir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Doğal oluşum ve gelişim süreçleri,
bilimsel olarak kaydedilip kanıtlanabilir. Halden hale geçiş sürecinin en
başından en sonuna kadar her aşaması bilinmektedir. Bilimsel açıdan her geçiş
otomatiktir. Fizik, astrofizik, biyofizik ilimlerinin ortaya koyduğu yasalara
uygun olarak, ‘uyumlu farklılaşarak belirginleşme’ apaçıktır. Bilimsel açıdan
bakış ‘bir ve tek halden hale geçiş’ sürecinin sonundan bakıştır. Bu bakış
açısından her şey ‘otomatik’ görünür. Oysa ‘Yapay Zekâ’ bile bir amaca ulaşmak
için gerçekleştirilecek bir </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/insan-bir-kutsal-fikirdir.html"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">“Fikir”</span></a><span style="font-family: Calibri;">
ve bir “Uygulayıcı” olması gerektiğini vurgular. Şeker üretimi ve yakılması
gibi bir ‘fikir’ ve onu uygulayan olmalıdır. “Doğal süreç otomatiktir, yapay
süreç değildir” denmesi uyumsuzdur. “Bir ve tek süreci ‘Kuran ile Uygulayan,
Furkan’ olmalıdır” sonucuna kesin olarak varıldıktan sonra başka sorular
üzerinde durulabilir. Ancak kesinlikle “Yaratıcı olmalı” dendikten sonra “Yaratıcıyı
kim yarattı” sorusu gelebilir? Cevap ‘henüz bilinmiyor’, ya da “Allah’ı, yalnız
Allah bilir” olabilir!<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif"; font-size: 10pt; line-height: 115%;"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-11395703229792633942019-02-22T04:44:00.002-08:002019-02-22T04:44:18.615-08:00Namaz Vakitleri
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Namaz Vakitleri<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hareket
eden kütledir, maddedir, bedendir, bir ‘şeydir’, hareket eden ile hareketi
birbirinden ayırmak mümkün değildir. Hareket eden bir şey olmalı ki hareket
tespit edilebilsin. Sıfat ise maddeleşme arızasından tecrit edilebilir, ayrılabilir.
Sıfat maddeden soyunabilir. Sıfatın, cisimlenme öncesi durumu idrak edilebilir.
Güzellik, güzel olandan ayrı bir şeydir. İyilik, iyi olandan ayrı bir tanıma
sahiptir. Birisinin baba oluşu, ‘babalık’ tanımından sonra gerçekleşir. Kişi,
kişiliğinde bulduğu sıfatları idrak ederek tümü için hamt etmeli, kendi
kişiliğinin fena bulmasını idrak ederek, hal lisanıyla hamt etmeli. Kişilikte
bulunan her sıfatın verilmiş olduğunun idrak edilmesi, sıfatların sahibinin
idrak edilmesi olur. Kişi, böylece kişiliğinde, Zat’ı bulmuş olur ve hal
lisanıyla şükretmiş, secde etmiş olur. Sıfatların, bedenden soyunarak idrak
edilmesi, kişiliğinden, zatından vazgeçmiş olarak, fena bularak, hal lisanıyla
Zat’a secde ederek, tespih edilmesi demektir. <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sonuç
olarak, bu idrakte, bir soyunma ve kavuşma söz konusudur. Bu hal içinde iken
abdın vücudu yoktur. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hak yakin
geldiğinde, vücut biter. Vücut yoksa namaz kılınamaz. Bu duruma, güneşin
tulû’u, doğuşu, birden bire zuhuru, bir şeye aniden vakıf olup bilme, hali
denir. Güneşin doğuşu zamanı, abdın, kulun, vücuduna vahdet güneşinin
istivasından zevali yani en tepe, doruk noktasından sonrası zamanıdır. Vahdet
güneşi kulun vücudunda en tepe noktasındayken namaz kılınamaz çünkü orada Hak
yakındır, kul yoktur. Namaz için vücut gerekir. Cem makamından önce yani halk
ile mahcup olarak, fark-ı evvel, ilk fark, benlik, ikilik zamanında, tevhidi
idrak etmekten önce de cemden sonra fark-ı sani, ikinci fark halinde, beka
zamanında da abdın vücudunun gölgesi var olunca namaz vacip olur. İnsan, yalnız
bu hal içindeyse Abd-i Hu’dur, abidesidir, delilidir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: windowtext; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Namazların
en evveli ve en lâtifi Hafi, gizlilik, makamındaki ‘soyunma ve kavuşma namazı’,
<u>“Öğle”</u> namazıdır. Namazların en makbulü, ‘salâtı vüsta’ olanı, ise ‘asır
namazı’, ‘Ruh makamında Şuhut namazı’ olan <u>“İkindi”</u> namazıdır. Ruhen,
her yerde ve her şeyde Hakk’ın görünmesi namazıdır. Ruh ve hafi makamlarında
şeytanın gireceği bir yer olmadığından öğle ve ikindi namazlarında okumalar
gizlidir. <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span></b><b><span style="color: windowtext; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Ruhen Şuhut, Hakk’ın
görünmesinin bir sır olduğunun idraki içinde, sır makamında, ‘sırrın namazı’
kılınır. Bu bir yalvarış, dua namazı olup en hızlısı ve en hafifidir. Kalbin
zuhuru ile mahcup olma, perdelenmenin öncesinde yalvarış vakti çabuk geçer. Bu nedenle
<u>“Akşam”</u> namazında okumalar hızlıdır. </span></b><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kalbin
zuhuru, ortaya çıkışı, huzurunda ve huzur içinde oluşun aydınlık, anlayış ve
idraki, insanın batınını en çok aydınlatan ve şeytana en çok engel olan bir
şeydir. Bu durum ise Kuran’ın fecridir, ilmin doğuşudur, kalbin huzur
namazıdır. <u>“Sabah”</u> namazı keşiflerin indiği ve sıfat nurlarının
tecellisi vaktinde kılınır. Cemaatin artması için okumalar uzunca yapılır. <o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ruhun
nuru, ilmin idraki içinde, kalp aydınlığında, gece ve gündüz meleklerinin
buluşmasıyla namaz kılınır. Bu namaz, kalp makamında kılınan huzur namazıdır. Kalp
makamında, ruh ile birlikte bedenin ve nefsin de idrakine varılır. Nefsi en çok
sabitleyen ve itaat ettirerek ilme tabi tutan, nefis makamında, baş eğme ve
teslim olma namazı, <u>“Yatsı”</u> namazıdır. Nefis, kalp ve sır gibi şeytanın
vesvese etmesi mümkün olan makamlara alâmet kılınan yatsı, sabah ve akşam
namazlarında, şeytanı engellemek ve def etmek için okumalar yüksek sesle
yapılır. (2.238; 17.78; Hicr, 99) <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<b><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-27965939139816321222019-02-15T06:00:00.002-08:002019-02-15T06:00:43.446-08:00İnsan İlmin Kaynağıdır
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan İlmin
Kaynağıdır<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kitabımızda
okuma ve ilim öğrenme çok geniş kapsamlı olarak işlenir. Bazen doğal koşullar
bazen de beşeri koşullar, insanı, bilgi edinmeye, öğrenmeye ve uygulamaya
zorlar. En normal koşullarda bile yaşamak, düşünmeyi, seçenekler arasından seçim
yapmayı, en uygun olanı uygulamayı gerektirir. Her karar bir bilgi işlem
sürecidir. Daha fazla bilgiyi öğrenmek istemek duyulan ihtiyaca bağlıdır. İnsan
neye ve ne kadar ihtiyaç duyarsa onlara ulaşmak için öğrenmek ve bilmek ister.
Duyulan ihtiyaç yeme, içme, barınma ve örtünme gibi temel ihtiyaçlar da
olabilir, korunma ve güvenlik, hatta sosyalleşme gibi üst düzey ihtiyaçlar da
olabilir. Duygular, algılanan ihtiyaçları karşılamak için vardır veya
verilmiştir. Algılarla algılanan ortamlarda, ihtiyaç duyulan her şey çevrede
bulunan veya geliştirilenlerle karşılanır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Biz,
inananlar için, görme, işitme, dokunma, tat alma ve koklama gibi beş dış duyu
ve adalet, vicdan, zekâ, hayal gücü, fikir, feraset gibi beş de iç duyuya ek
olarak teorik, kuramsal ve pratik, amelî, uygulamalı ilim olmak üzere 12 vekil
gönderdik.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> Ben, sizinle beraberim, size yardım
ederim.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">” (5.12) “</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Nefis asasını, fikir ile dimağı taşına vurunca,
dimağından on iki göz ilim kaynadı. İnsanların her birisi, bilim insanı veya
sanatkâr olarak, ehil olduğu ilmin kaynağını bildi. İnsan nefsi, bu on iki ilim
kaynağından, kirlenerek de temizlenerek de çıkabilir. İlim kaynaklarını yanlış
kullanmak huzursuzluk verir. Huzursuz ortamlarda, kötü niyetlerle kullanılacak
bilgi ve ilim kaynakları, insanlar için kötü sonuçlar doğurur. Huzurda, huzur
içinde olunan ortamlarda, iyi niyetle yararlanılacak ilim kaynakları, kişi ve
topluma yararlı olur.” (2.60) “Namaz, huzur nuru ile batınları nurlanmış ve
Hakk’a teveccüh ile nefis cehennemine düşmekten kurtulmuş olsunlar diye farz
kılınmıştır. Toplumsal arınma amacıyla da haftanın sonunda Cuma günü toplu
ibadet farz kılınmıştır.” (2.64) Her yeni bilimsel buluş, bu on iki ilim
kaynağına tabi olarak, biat ederek, yapılan çalışmalarla elde edilmiştir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">“Günlük hayatta
çevresinde muhteşemin ihtişamını görerek, kalp huzuru içinde oluşuyla ve huşu
duymasıyla, namaz kılan kişi Hak ile meşgul olduğundan faydasız şeylerden
kaçar, yüz çevirir ve <b>benlik sıfatından vazgeçerek yani zekât vererek</b>,
huzur ve hazlarının fazlasından kaçınır. Lezzet, şehvet ve hazlarının hukukuna
riayet ederek koruyan yakin sahibi müminler kurtuluşa götüren mevte ermişler,
kapısına kadar gelmişlerdir. Hukukun dışına çıkanlar, fazlaya kaçanlar, nefsin
peşine düşerek nefsin isteklerini yerine getirdiklerini düşünenler, nefislerine
düşmanlık </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/insan-bir-kutsal-fikirdir.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">ederler</span></span></a><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">.” (23.1-2)</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"> “İlim,
Hakk’ın </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/12/hakkn-hakikati.html"><span style="color: windowtext; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri; text-decoration: none; text-underline: none;"><span style="font-family: Calibri;">gölgesidir</span></span></a><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">.” (25.45)<span style="background: white;"> “Bu nedenle doğrudan <b>Hakk’ın bir parçası olan
ve henüz cisimleşmemiş olan ilim ve fikir kutsaldır</b>. Düşünme ve fikir
üretme yeteneğini, kutsallık nedeniyle, terbiye etmeye gerek yoktur. <b>Düşünme,
düşünerek fikir üretme gücü ve kuvvetini, kutsallığı nedeniyle, terbiye etmeye
gerek duyulmaz</b>, cisim ve cesetten arınmış olması nedeniyle de fena etmeye,
fani olmasına gerek yoktur. Düşünebilme, fikir üretme yetisi kısa zaman içinde,
bir anda, zahir olabilir ve bir anda bir fikir ortaya çıkabilir ve delillerle
yön değiştirerek tüm kıyaslamaları birleştirip senteze ulaşabilir. İlim ve
cisim âlemleri ayrı iki âlemdir. Ayrıntılı incelemelerle bilinmeye çalışılan
kısmî parçalardan, bütüne ve onu oluşturan fikrin kendisine ulaşmak mümkün
değildir. <b>Fikir sayesinde ancak iki âlem idrak edilebilir</b>.” (27.22)</span></span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“</span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2019/01/ilmi-hfz-eden-kuvvetler.html"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">İlim</span></span></a><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">, kalpte kök salıp,
sahibine muhalefeti mümkün olmayacak surette, damarlarıyla nefiste yerleşendir.
Et ve kan ile karışarak azalarda eseri zahir olan ilimdir. Hiçbir organ veya
aza ilmin gerektirdiği hallerden, ilminden ayrı ve gayrı olamaz. Her şey
ilminin aynıdır. Bu ilmi, kâfir oldukları, inanmayı inkâr ettikleri için
cahiller anlayamaz. Bu nasihatleri kuruntu ve tahayyül sınırlamaları olmayan
saf akıl sahipleri anlar. Çünkü onlar zahirin, değerli ilmin eseri olduklarını,
ilim ile tahakkuk ettiklerini, ilimle gerçekleştiklerini anlamışlardır. Kuruntu
ile karışık akıllar tezekkür ve tefekkür edemez, bu ilimle tahakkuk edemez ve
bu ilmi anlayamazlar. Bu ilim tereddüt ve şüphe ettikleri için o akıllarda
durmaz, gider.” (39.9)</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan,
uğruna gökten kitap inecek kadar şerefli ve değerli, ancak çevreyi bildiği
halde kendini bilemeyecek kadar küçük ve değersiz, bir varlıktır. Kendisine
verilen donanımı kullanabildiği kadar büyük ama kullanamadığı kadar da
küçüktür. Sahip olduklarının kıymetini bilmesi halinde on iki kaynağından da
ilim nehirleri akar. Tüm ilimlerin akıp doldurduğu ilim deryasında yaşar. Her
şeyin kendisine verilmiş olduğunu anlayıp huzur ve sükûn içinde olur. Bireysel
ve toplumsal değerlerini takdir edip, huzurda olduğu için şükreder. Foton adı
altında güneş enerjisini kullanarak birleşen su ve karbon dioksit gazının şeker
ve oksijene dönüşmesi mucizesi hayatın temelini oluşturur. Bunu yapabilen
bitkilerin, otların oluşturduğu temel üzerine otu ete, süte ve bala çeviren
hayvanlar doğaya hizmet eder. Doğadan ve doğaya hizmet edenlerin tümünden
yararlanıp da ilim üretmesi beklenen insan da kendinden bekleneni yapmalıdır.
İnsan da kendinden beklenen ‘bilinci’ üretmelidir. Akıl etme ve fikir üretme
gücü, kendisine verilmiş kutsal yetenekler, melekeler, meleklerdir. İnsan,
ilmin kaynağıdır ve insandan ilim kaynamalıdır, en azından kendini bilmelidir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hayvanlar
arasında pek fark yoktur. İçgüdüleriyle hareket ederler. Ne ve ne kadar
verilmişse, onları ve o kadar kullanır, yaşamlarını ve nesillerini sürdürürler.
İnsan ise bilgisi arttıkça farklılaşır, doğada uyumlu farklılaşmayı, ‘şey’lerin
farklılıklarının belirginleşmesini idrak eder. ‘Arif’ olanlar, olanların ve tüm
oluşumların ‘düzenlenmiş’ bir şekilde mükemmelliğe, kemale, olgunluğa giden farklılaşış
olduğunu idrak eder ve ‘Düzenleyiciyi’ arar. ‘Âlim’ olanlar ise muhteşemin
ihtişamını izleyip, haşyet duyup, ‘bunlar bir merkezden düzenlenemeyecek kadar
muhteşem’ ancak ‘rastgele’ veya ‘kazaen’ olabilir diyebilir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım, biz
de arif olan âlimlerden olabiliriz.<o:p></o:p></span></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-24888887893297980062019-01-28T02:46:00.002-08:002019-01-28T02:46:16.738-08:00İlmi Hıfz Eden Kuvvetler
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İlmi Hıfz Eden Kuvvetler<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Göklerin
ve yerin muhafazası, Yaratıcıya ağırlık vermez, manevî âlem onun batını,
suretler âlemi onun zahiridir, onunla mevcutturlar, gayri değillerdir. (2.255)</span><span style="mso-tab-count: 1;"><span style="font-family: Arial;"> </span></span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><o:p><span style="font-family: Arial;"> </span></o:p></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“</span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Sizin
üzerinize gönderilen hıfz edici kuvvetler Hakkın kuvvetleridir. Bu kuvvetler
merkezî kontrol altında yerinden yönetilirler, özgürce hareket ederler. Sizler
tabedilmiş ve basılmış nüshalar halindesiniz. Bedenden sıyrılıp çıkmanız
halinde durum size apaçık aşikâr olur. Söz konusu olan kuvvetler, sizlere
münasip suretlerle temessül eder, suretleşir, cisimlenir, bedenleşirler.
Suretlerin bir kısmı ruhanî latif kuvvetler, bir kısmı da cismanî kesif
kuvvetler halinde oluşur. Suretler, hayvanlar bitkiler gibi her çeşit canlılar
ve organları halinde de oluşabilir, teşekkül edebilir. Organlar, hal lisanıyla
yapmış oldukları işleri, göz gördüğünü, kulak işittiğini gibi, kendilerine
söyler. Hafıza, tüm olay ve eylemlerin ayrıntılarıyla nakşolunduğuna işaret
edilen ‘semavî kuvvetler’ olarak bilinir. Ruhunun bedenden ayrılması anında bu
nakışların tümü zahir olur, kişinin kendisine görünür. Her kişinin her ameli
ayrıntılı bir şekilde kendisine sayılır, gösterilir.”</span><span style="font-family: Arial;"> (6.61)</span></b><b><span style="color: windowtext; font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“İlim, kalpte kök
salıp sahibine muhalefeti mümkün olmayacak surette damarlarıyla nefiste
yerleşendir. Et ve kan ile karışarak azalarda eseri zahir olan ilimdir. Hiçbir
organ veya aza ilmin gerektirdiği hallerden, ilminden ayrı ve gayrı olamaz. Her
şey ilminin aynıdır. Bu ilmi, kâfir oldukları, inanmayı inkâr ettikleri için
cahiller anlayamaz. Bu nasihatleri kuruntu ve tahayyül sınırlamaları olmayan
saf akıl sahipleri anlar. Çünkü onlar zahirin, değerli ilmin eseri olduklarını,
ilim ile tahakkuk ettiklerini, ilimle gerçekleştiklerini anlamışlardır. Kuruntu
ile karışık akıllar tezekkür ve tefekkür edemez, bu ilimle tahakkuk edemez ve
bu ilmi anlayamazlar. Bu ilim tereddüt ve şüphe ettikleri için o akıllarda
durmaz, gider.” (39.9)<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Uygulaması
olmayan ilim, gerçek ilim değildir. Böyle bir ilim kalıcı olmayan, çabuk
kaybolan, yalnız tasavvur edilen hayali bir ilimdir. Böyle ilim, kalbi
güçlendirmez, açlığını gidermez, doyurmaz. Âlim, ilmin ‘şey’ ile aynı olduğunu,
ayrı ve gayri olmadığını bilendir. Her şey ilminin aynısıdır. Cahil, ilmin
azalardan, organlardan, objelerden ayrı ve gayrı olduğunu zanneder. İlim başka,
madde başka der. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu nedenle, inkâr eden,
kâfirdir. Bu ayetten, kuruntu, vehim ve hayal kusurları olmayan akıl sahipleri
ders alır.</span></b><b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"> Çünkü onlar, zahirin kendisinden
müteessir olduğu ilim ile tahakkuk etmişlerdir. Vehim ile karışık olan
akıllar, tezekkür ve tefekkür edemez ve bu ilim ile tahakkuk edemez ve bu ilmi
hıfz edemezler, anlayamazlar, saklayamazlar yeniden hatırlayıp kullanamazlar.
Belki bu ilim, o akıllarda tereddüt yaratarak gider, durmaz, şüphe edildiği
için akılda kalmaz. <o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Aynı kapsamda Dr. Stephen Hawking de “Her obje kendi
özelliklerinin deposudur, bilgisinin, ilminin taşıyıcısıdır, kütlesi kara
deliğe düşse dahi bu bilgi asla kaybolmaz” der. (1)</span></b><b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">
Bilgi kaybolmaz, mevcut oluş aslına, kütlesi enerjiye dönüşünce, ilmi, bilgisi
drape şeklinde çevresinde kalır.</span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"> Küp şeker de şeker deposudur, şekerden başka bir şey yoktur,
depo yoktur, yani sadece şekerdir. Şeker hücre içinde enerjiye dönüşünce şeker
bilgisi beyinde iz bırakır.<o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ayetlerde
kısaca değinilen kavramlar, örneğin, ilmin, bilginin şekil alması, cisimlenip,
maddeleşip bedenleşmesi gibi, bilimsel olarak kanıtlanır. Maddî ve materyal
olmayanın şekil alması ‘temessül’, cisimlenmek, ‘tecessüd’, cesedlenmek ve
‘hıfz ediciler’ deyimleriyle yer alır. Bu kapsamda hıfz edicilerin özel bir
yeri vardır. Bunların bilim ve tekniğin derinliğine vakıf olabilme özelliğine
sahip olduğu açıklanır. <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Ruh,
nurunu setrettiği, örttüğü zaman, nefis zulmeti gecesi; ruhun nuru tecelli
ettiği zaman ruhun nurunun gündüzü oluşur. İlmin idraki örtündüğü zaman, şuur
kapandığında, dalgınlık halinde nefsin, maddenin zulmet gecesi oluşur, insan
karanlıkta kalır, çevresini veya çevresinde ne olup olmadığını bilemez,
farkında olamaz. İlmin idraki ortaya çıkınca, şuur açılınca, anlayış ve idrakin
parlaklığında ve aydınlığında, gündüz olur, her şey bilinir ve anlam kazanır.
İdrak ve şuurun parlak ve sönük oluş hallerinin insanda buluşması durumunda,
Rahmanın arşı olan kalbin vücudu zahir olmuş, ortaya çıkmış demektir. Çünkü
kalp, nefis ile ruhun buluşmasından hâsıl olur. Kalbin bir yüzü ruha, Fuat
kapısı olarak, bir yüzü de nefse, Sadır kapısı olarak, açılır. Kalp ruhtan
bilgi ve hakikatleri alır. Kalp, nefis ile bilgi ve hakikatleri, sırları hıfz
eder, sırlanan ilmin maddeleşmiş halini, derinliğine inerek, ayrıntısıyla
bilir. Nefis, sırları gizler, kaydeder ve hafızada saklar, hakikatin manaları
bu yüzünde temessül eder, cisimlenir, bedenleşir, şekil alır, biçimlenir.” (92
Leyl,1-2) Nebi Aleyhisselâm: «Beni gören, yalnız beni görür, çünkü şeytan benim
suretimle temessül edemez»<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bir atomda yoğun iletişim ve etkileşim içinde olan
elektromanyetik ‘kuvvetler’ vardır. Bozonların içindeki yoğunluk nedeniyle,
atom kütle kazanır. ‘Bilgi yüklenebilen kuvvetler’ sayesinde, üç dört atomun
bir molekül oluşturması harika ve üstlendiği görev bir mucizedir. Önce 24
saatlik bir zaman kavramına göre kodlu diğer bir molekül üretip ‘hücrenin protein
yapan makinesine’ haber göndermesi hafife alınıp geçilecek bir oluşum değildir.
Ayrıca, insanın her organı ne zaman ne yaptığını açıklayabilir, böylece yaşanan
süre boyunca her yapılan bilinebilir. Kişiler bir bütün olarak veya organları
ayrıca iş yaparken, ileride her şeyin bilineceği bilinciyle yapmalıdır. Herkes
tarafından duyulacağından ve bilineceğinden emin olunduğunda saklı, gizli, kötü
bir şey ne yapılır ne de söylenir. Dijital, elektronik bir ortamda, bir USB
belleğinde olduğu gibi, kaydedilip saklanabilen olay ve eylemlerin tekraren
izlenebilmesi, anlatılan ‘hıfz ediciler’ kavramına örnek gösterilebilir. İlmin
bilgilerinin bir kısmı yazılım halinde biçimlenirken bir kısmı da donanım
halinde şekil alır. Yazılım ve donanım, ruh ve beden insanda buluştuğu zaman
kalp doğar ve her ikisini de cisimlenip, şekil alıp tüm halleriyle idrak eder
ve yaşar. Kuran ilim halinde kalbe iner ve bir kısmı bedenleşerek nefsi
oluşturur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Arial; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“İnsanın bu
isyanı, cezaya inanmayıp, yalanlamasından gelir. Bu ise gururdan daha büyük
kabahattir. İnsanın, beyninin, sağ ve solunda, akılcı ve duygusal merkezler
halinde, ilim ve sanat açılarından farklı, iki melek, yetenek vardır. Bunlar
insanın tüm fiillerini, iş ve işlemlerini, düşüncelerini hıfz eyler, kaydeder,
yazar. Bu şerefli, ikramı bol, cömert kâtipler işlerin nakışlandığı dünya ve
sema âlemleridir. Kısaca günahlarınızın, yerde ve gökte, aleyhinize yazıldığını
bilerek nasıl isyan etmeye cesaret ediyorsunuz?” (82.9,10)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yıldız tozu,
gaz ve toz bulutu denizinde yüzenler birbirleriyle uyumlu halde olanlar
birlikte süzülüp giderler. İyiler iyilerle, kötüler kötülerle, tozlar tozlarla,
küller küllerle, beraber seyrederler. <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hayvani
nefis beden kabrinde, mezarında nefsi natıka, konuşan nefis, doğurgan nefis
kızını helak, yok eder. Hayvani nefse, gazap ve şehvet günahlarıyla, konuşan
nefsi nasıl istila edip helak ettiği sorulur. Kara deliğe düşen bir cismin
bilgisi drape gibi çıkarılmasına rağmen cismin maddesi deliğe düşer ve yok
olur, enerjiye dönüşür hiçlik olur. Hayvani nefis, yok olan cisim, işlediği
günahlarını, kuvvet ve nüfus sayfalarını izhar eder, ortaya çıkarır. Ruh
güneşinin kıvrılıp dürüldüğü vakitte bu sayfalar uçuşur, bilgiler diğer
maddelerin üzerinde holografik görüntü şeklinde, iz halinde kalır. Yeniden
diriliş zamanında, maddenin hayat kazanması halinde sayfalar neşrolunur,
yayınlanır, aşikâr olur. Hayvani ruh denen akıl semasının giderildiği, tabiat
cehenneminde kahır ve gazabın eseri olan ateş, mahcuplar için yakıldığında, her
nefis hazırladığı, yaptığı şeyi bilir, unuttuklarını hatırlar. Lütuf ve rıza
eserlerinin nimetlerini hak eden tevhit ehli de hazırladığını, yaptığını bilir,
unuttuğunu hatırlar. Bilgi özelliğini geride bırakıp yokluğa düşen kuvvet, daha
önce şirk içinde olduğunu idrak ederse, yeniden dirilişte hakkın kuvvet ve
gücüyle yeni bilgilerle hayata döner. (81.7-14)</span></b><b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-font-family: Arial; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hıfz edici kuvvetler maddeleşir ama
maddelerin birbirlerine karşı, kuvvetlerden ayrı, bir etkisi yoktur, olamaz. </span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Canlılık, us, akıl gerektiren
hareketler dizisi, bir ilmin, bir fikrin uygulanmasıdır. Madde, örneğin taş,
bir düşünce üretmedikçe aksini düşünmek makul olur. Yani, “Özelliği, bir
bilgisi veya ilmi olan, bir fikri gerçekleştirmek için hıfz edici kuvvetler
birleşip, bir araya gelip toplanarak kütle oluşturur” demek akılcıdır. Eksi ve
artı elektrik yüklü kutuplar ile kuzey ve güney kutuplu manyetik kuvvetlerin
etkileşimleri, elektromanyetik kuvvetlerle birlikte, belirli alanlarda izdiham
edip, toplanıp kütle oluştururlar. Bilimsel açıdan, “Nasıl oluyor bilinmiyor
ama kuvvetler, bozonlar içinde toplanarak, gölge oluşturup, pıhtılaşır ve kütle
oluşturur” ve madde oluşur. Bir hadis der ki: “Yüce Allah en evvel bir cevher,
enerji, halk etti; cevhere celali ile nazar edince, cevher hayâsından eriyerek,
taşıp yayılarak, kısmen su ve kısmen de ateş oldu.” <o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Cevher de
hayâsından, saygı veya edebinden, potansiyelinde olan taşıp yayılma
özelliğinden, su ve ateşe dönüşmüştür. Arştan, ilmin yüklenmesi,
indirilmesiyle cevherin su ve ateşe dönüşümüne dikkat çekilmektedir. Her türlü
dualite, artı eksi, gece gündüz gibi bu dönüşüme bağlanabilir. Bu durum Büyük
Patlamada veya Güneşte ilk oluşan ‘maddenin plazma halini’ anımsatır. Oluşan
her atom plazma halinden sonra oluşur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Kur'an'ı Biz inzal eyledik,
indirdik ve elbet onu Biz hıfzederiz, koruruz. (Hicr 15.9) “Kur’an, gayba iman
edenlere hidayettir, onları basiret sahibi yapar, şifa verir, kalplerini
temizler. Görüş ve uygulamalarla basiretlerini, kalp gözüyle görmelerini
geliştirir. İnanmayanlar işitemez ve anlayamaz, gaflet içinde olduklarından
Kur’an onlara nüfuz edemez. Hakk’ın görülüp idrak olunduğu nurun kaynağından
uzak oldukları için gafletten uyanamazlar.” (41.44)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım biz de “Siz, Hakk’ın, hıfz edicilerinden, ilim
yüklenebilen kuvvetlerinden oluştunuz. Siz, bu güç ve kuvvetlerin cisimlenmiş, cisimleşmiş
</span></span></b><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/insan-bir-kutsal-fikirdir.html"><b><span style="font-size: 12pt;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">halisiniz</span></span></b></a><span style="font-family: Calibri;"><b><span style="color: black; font-size: 12pt;">. Bedenlerinizden sıyrılıp çıkmanız, soyunmanız halinde
durum apaçık görünür.” Hakikatini idrak edebiliriz.</span></b><b><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-80200587052250102642019-01-27T05:01:00.002-08:002019-01-27T05:01:58.146-08:00Haviye, Cehennemin Dibi!
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Haviye, Cehennemin Dibi!<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bedenin terkibini, nelerden
oluştuğunu, nelerin bir araya gelip ne ve nasıl oluştuğunu bilen, her şey için
nasıl bir kudret gerektiğini iyi bilir. Yeniden diriltilen kimse halini ve
bedenden tecerrüdünü de, sıyrılıp çıkmayı da, bilir, bedenin terkibini de
bilir. Diriltilen birisi, diğer insanlara örnek olsun veya delil kılınsın diye
diriltilir. Hikmet, müminin gaip olmuş malıdır. İnsanlar, altın ve gümüş gibi
madendirler, bedenle örtünmüş olsalar da aslı ve özü değişmez. Her kişinin
istidadının gerektirdiği kadar ilim, hazinelerinde saklıdır, gizlidir. Her
kişinin fıtratında, ilmin tümü, mükemmelliğe götürecek şekilde henüz
başkalaşmamış halde, mevcuttur. Üzüm taneleri insanı ve onun kısmî idrakini
andırır. Süt ise kişinin yaşamını sürdürmesi için gereken beslenmeyi sağlar.
Şarap, aşk, ilim, bilgi ve hakikatlere işarettir. İnsan üzüm gibi sıkılır, suyu
çıkarılır ve eski yapısından kurtulup yeni bir yapılanmayla şarap, insan
hakikatinin idraki, elde edilebilir. Şarabın sarhoşluğu insanı kendinden
geçirerek aşka ulaşmasını sağlar, aşk ateşi de ilmin bilgiler ve hakikatler
halinde ortaya çıkışını gerçekleştirebilir. İlmin tümünün idraki, incirin
kendisine, insanın kısmî idraki ise incirin içindeki taneciklere benzer.
Kişinin kendini bilmesiyle yapısının olgunlaşmak üzere başkalaşımı gerçekleşir.
Bu ilk yapının çöküşü, harap olması ve göçüşüdür. Yapı taşlarının idraki külli
idrake ve ilahi aşka götürür. Bu durum, haviye, göçmeye, göçük oluşumuna ve
göçükte ilahi aşk ateşinin yanmasına, asar ateşine, eserler yaratan yanışa ve
yeniden diriltilmeye gider.(</span></b><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"> 2.259)</span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Manevi göklerden dünya göğü yani
insan aklı seması, farklılaşma ile zenginleştirildi. Kuruntu ve hayal
şeytanları tabiat çukurunda cismanî âlem haviyesinde, göçüğünde, azaptadır. (67.5)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yedi gaipten (guyubu sebadan) mahcup
olmaları nedeniyle; beş duyu, gazap ve şehvet nefsanî kuvvetlerinin hakikati
bilinmediği için, bilinmeyen yedi gaip geceyi temsil eder. Vücut, hayat, ilim,
irade, semi, işitme, basar, görme, kudret ve kelamdan ibaret sekiz sıfat
gündüzü temsil eder. İnsanların, bu yedi gece ve sekiz sıfat (sıfatı semaniye)
rüzgârlarıyla zahir ve batınlarına etki edilir, kökleri kurutulur, hatta
katledilir. Kendi nefisleriyle ayakta olduklarını ve yaşadıklarını düşünenlerin
hayatları olmayan ölüler olduğu görülür. İçi boş hurma kütükleri gibi şeklen
kuvvetli fakat hayatları ve manaları yoktur, birer haviyedirler, göçüktürler,
hakiki vücutları ve değer verilecek anlamları yoktur. (69.7)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kıyametten sonra
toplandıklarında, hareketi hissetmemeleri nedeniyle, zamanın nasıl geçtiğini
anlayamazlar. Sorulduklarında çok az bir zamanın geçmiş olabileceğini
bildirirler. Arzu ve istekleri doğrultusunda, kendi aralarında, sohbet edenler,
zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz. Çünkü hareketten gafil olan, zamandan da
gafil olur. Araları açık olmayanların, ayrılıkları fani olanların, muhabbetleri
baki olur. Arzular farklı, istekler zıt, alışkanlıklar uyumsuz, birbirlerini
tanımada çekingen, olursa kişiler, bir diğerini bilmek ihtiyacı duymaz. Bir
diğerini tekzip ve inkâr edenler, işin sonunda muhakkak hüsran ve zarara uğrar.
Böyle durumda, yaradılıştan gelen nur, batıl olur bilişmeye hidayet bulunmaz.
(10.45) <o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kötü davranış ve nefsanî rezaletler açısından
hafif olan kimse cismanî tabiat cehennemi çukurunun dibine düşmüştür. O kimse
helak olmuştur ve helakine sebep olan, şiddetle yakıcı olan, asar ateşidir,
eserler oluşturan ateştir, haviyededir. (101.8-10)</span></b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kıyameti;
arif olan, ancak önceden, ilmi, Allah'ın ilmi ile mahıv olan, sonra, zatı
Allah'ın zatında fani olan kimsedir, o kimse nasıl bilir, onun ilmi de zatı da
yoktur. Kıyameti, ancak yalnız Allah bilir. Hak nurunun, cesetlerde gurubu veya
Hak nurunun mağribinden tulûu vaktinden fazla durmamış gibidirler. Yani
vahdette fena ile kıyameti görmeleri vaktinde kendilerinin asla vücutları
olmadığını, vücutlarının bir tohumdan ibaret olduğunu iyiden iyiye bilirler.
İşte «iki adımdır, attığın vakit vasıl oldun» diyenin muradı bu iki âlemdir ki
kevenini, varlık iddianı, geçtiğin zaman, vasıl oldun demektir. (80.42-46)</span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Evrende süpernova ve
yıldızların doğumu ve ölümü bilimsel açıdan iyi bilinir. Haviyedeki ateş,
çevredekileri yakar, çevredekiler toplaştığı için ateş oluşmaz. Uzay zamanda
atılmış yün ve pamuk gibi yüzen yıldız gaz ve toz bulutu, beklide, çarpışarak
çekim oluşturmaz. Kozmolojide yüzmekte olan kalıntıların çarpışmaları sonucu
çekim oluşturabileceği düşünülür. Süpernovanın kalıntısından, örneğin, güneşin
oluşumu için büyük bir basınç ve sıcaklığın gerektiği aşikârdır. Âlem ile
Âdem’in ikiz olduğu söylenir. Seyri sülûkta, kendini bilme idrakiyle oluşan
göçükte, aşk ile yanacak, ilahi aşk ateşi, asar ateşidir, eserler yaratır. Bu
eserler müessirindir, vücudun mevcutlarıdır.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım biz de içimizde,
doğru yolda, yapacağımız yolculukta, kalbimizin en derin noktasına iner, kendi
göçüğümüzü idrak eder, asar ateşimizi yakabiliriz.<o:p></o:p></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-56285187954190785492018-12-21T06:15:00.003-08:002018-12-21T06:15:42.864-08:00İmanın Sevdirilmesi
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İmanın Sevdirilmesi<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Tecelli edişte, bir isim altında,
bir kişiye tecelli edişte, o kişinin riayet etmesi, uyması ve uygulaması vacip
olan, münasip olan bir edep vardır. Her halin, sahibine muhafazası vacip olan,
koruması uygun olan, bir edebi vardır. Her oluşum, yerinde, zamanında ve
dozunda, en uygun bir şekilde </span></span></b><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/10/sevilmeyi-sevmek.html"><b><span style="mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">farklılaşarak</span></span></b></a><b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="font-family: Calibri;"> olur.
(1) Oluşumun önüne geçmek ve müdahale etmek doğru değildir. Tecelli süreci bir
bütündür, tecelli olunan kişinin, bu sürecin önüne geçmesi, benliğinin zuhurudur,
ikilik oluşturmak, karşı çıkmak ve karşı durmaktır. Benlik ve bencillikle
tecelliye karşı çıkmamak edep etmektir. Bu edep diğer her tecelliyi de, oluşumu
da, Allah’tan bilmek ve görmektir. Oluşumda hiçbir iradesi olmadığı halde
varmış gibi davranmak uygun değildir. Aynı şekilde, ‘irade ile zuhur’ gibi ‘ilim
ile zuhur’ ve ‘gösteriş yaparak zuhur’ da uygun değildir, vacip olan edeptir.
Öğretildiği için bilen bir kişi, ‘öğretildim’ yerine, ‘bildim’ diyemez, gerçeğe
karşı duramaz. (49.1)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Oluşan olaylara ve gerçekleşen
eylemlere rıza gösterilmesi ve razı olunması gereken hallerde, irade gösterisi
yapıp, karşı çıkmak uygun olmaz. Kıyas yaparak çalışan akla, ilk gelen hemen
‘bana yapılan kötülüğe karşı çıkmayacak mıyım?’ gibi bir fikirdir. Yapılan bir iyiliğe
‘ben bunu hak etmedim’ diyen akıl pek görülmez, böyle durumlarda irade beyan
edilmez. ‘Ben bunu hak edecek ne yaptım’ düşüncesi nadiren vaki olur. Aynı
şekilde büyük emek, para ve zaman harcanarak öğretilen bir şey için teşekkür ve
şükür edilip, razı olunup ‘nihayet anlayabildim’ demek yerine hemen ‘ben bildim’
gösterişi içine girilir. Bu haller ‘ilim ile zuhur’, ‘irade ile zuhur’ ve karşı
eylemde bulunmak da ‘fiil ile zuhur’ halleridir. Bu haller tecelliye karşı
‘gösteriş’ halleridir. İnsanı insan yapan her şey kendisine hazır olarak
verilmiş olduğu halde, insan, her çeşit karşı çıkış hali içindedir. Aklı
kendisine nimet olarak verilmiş olduğu halde, Allah’ı inkâr etmeyi marifet
zanneder. Edep ise kendini bilmeyi gerektirir. Ne zahir edebi, ne de batın
edebi, ihlal edilmelidir. <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Her
şey bir ilmin </span></span></b><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/12/yaradlstaki-ev-hakiki-kalp.html"><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">uygulamasıdır</span></span></b></a><b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;">,
ilminin deposudur. (2) Her ‘şey’ ile onun ‘</span></span></b><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/hakkn-hakikati.html"><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">hakikati</span></span></b></a><b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;">’
ayrıdır, akıl aradaki farkı kıyas yoluyla bulur ve bilir. (3) Maddi ve nefsanî
âlemde olanlar ile meşgul olmak, var olanları kullanıp, yiyip içip yararlanmak,
bir süre sonra yeterli gelmeyebilir. Akıl, var olanların hakikatini de ortaya
koyar. Ruhun inzali, ilmin uygulanması, bir süre sonra, ruhun nurunun yani
ilmin idrakinin de ortaya çıkmasına sebep olur. İnsanlara, fıtratlarının, asıl
olan nurlarının sefasını sürmek, yani imana gelmek sevdirilmiştir. Ruh nurunun
kalbe doğuşuyla, yani ilmin idrakinin kalbi doldurmasıyla, Resulün ahkâmı ile
kayıtlanmakla, kalpler ziynetleşti; böylece kalplere iman yerleştirildi. Nefis
de kalbin nuru ile nurlanıp, yani idraki ile aydınlanıp, kalbin emrine uyar, böylece
uzaklaştırıcı şeytana uymaz oldu. Bunların hepsi, ruhun kuvvetindendir, fıtrî
nurun kalp ve nefsi kapsamasındandır. İmanın muhabbeti ve kalplerin
ziynetleşmesiyle günahların terk edilmesi, sıratı müstakimdir, doğru olan
yoldur. İki nokta, nefis ile kalp, birleştirilirse ruhun yolu bulunur. (49.7)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Genellikle
tavsiye edilir ve “Eğer aklın ile kalbin arasında kalırsan, kalbinin sesini
dinle” denir. Önce nefis akla hâkimdir, alt yapıyı oluşturmak, bedeni
sağlamlaştırmak, hayatta kalmak ve sağlığı sürdürmek amacıyla aklı kullanır.
Doğada varlığını sürdürebilmek için doğal koşullara göğüs gerilmeli,
yerçekimine karşı koyarak ayağa kalkılmalıdır. Kasları güçlendirmeli, beş
duyuyu sağlıklı tutmalıdır. Acıkınca yemeli, susayınca su içmeli ve yorulunca
dinlenmelidir. Her eylemin bir amacı olmalı. Eylemler amaç edinilirse, daha iyi
ve güzelini yemek amaç olursa, fıtratın uygulanması değiştirilmiş olur. İnsan
artık yemek için yaşayabilir. Amacı daha çok oynamak, eğlenmek, zevk almak,
keyif sürmek olabilir. Büyük amaçlarını gerçekleştirmek için yola çıkan
yoldaşlar, yolda yiyip içip birlikte eğlenmeyi amaç edinebilir. Amaç yanılgısı,
yanlış amaç, ulaşma başarısızlığını doğurur. Böyle, bir hedefe varmak mümkün
olamaz. Kocaman kurum ve kuruluşlar, dergâh ve dernekler, birlikte güzel vakit
geçirmek için kurulmuş zannedilebilir. İnsan, fıtratının yanlış ve eksik uygulanmasından
dolayı, kederlenir ve neşesini kaybederse fesatlık yapmaya razı olur, rıza
gösterir. Bu durumda, aslî nurdan uzak düşüleceği için, vahdet görülmez,
muhabbet zayıflar, iyi olmaya çalışmaktan kaçınılır. Bu kısır döngüden
kurtulabilmek için ise merhamete sığınılmalıdır. (49.10)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Merhamet
duygusu kalpte bulunur. Madde ve nefis âleminde uygulanabilir, gösterilebilir
ama kalbe aittir, kalpten doğar ve bedeni kullanır. Ortada acınacak bir hal
içinde olan bir şey veya kişi vardır. Kederli olan kişi, halinden neden memnun
ve mesut olmadığını düşünür. Araçları amaç edinmenin yanlışlığını anlayabilirse,
kendine merhamet gösterebilir. Yanılgısını anlar, düzeltebilir. Birisine veya
bir şeye sahip olmayı amaç edinme yanılgısı yalnız değildir. Bir yanılgı onu
başkasına gösterme ve bildirme yanılgısını da beraberinde getirir. Yediğini
veya giydiğini bildirmeden ve göstermeden edemez. Bütün bu yanılgılar için
pişmanlık duymak veya bunlardan utanmak yine kalpten kaynaklanan duygulardır.
Utanma veya arlanma, insan fıtratına kazınan faziletli duygulardır,
yitirilmemelidir. Kendine acımayan başkasına hiç acımaz.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İman
ile İslam arasındaki farkı ortaya koymanın ve imanın Bâtıni ve kalbî, İslam’ın
ise zahirî ve bedenî olduğunu beyan etmenin amacı “</span></span></b><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/kalp-ve-gonul.html"><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">Hakiki</span></span></b></a><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"> İmana” dikkat
çekmektir. (4) Hakiki iman, şek ve şüpheden arınmış, kalpte sabit ve
kararlaşmış yakınlık hissinden ibarettir. Sürekli ve sonsuz değişime tabi olan
maddî ve bedenî âlemdeki, nefsanî hatıralara dayanan iman olamaz, her şeyin
hakikati bilinmelidir. Şek ve şüpheden arınanlar, malları ve nefisleriyle,
Allah yolunda infak ve cihat ederler. Davranışlar, hakikatine, özüne özgün,
uygun olmalıdır. Fiilleri sözlerini tasdik eder. Sadece söz ile kabul etmek
yetmez, hal içinde olmak gerek. (49.15)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Nefsin
içinde ne varsa hepsi aynı zamanda kalbin de içindedir, farklı ve başka bir şey
olamaz. İnsanlar, yalnız nimetlerle ilgilenir ve alıp kaçarlar, nimetler
nereden gelir, kim verir ilgilenmezler. Verilen şeyleri sevmek güzeldir, güzel
ve lezzetli oldukları için sevilir, hatta sevdirilir, önemli olan sevilenlerin
hakikatini düşünmek ve özünü idrak etmektir. Hakiki iman, Hakka ve hakikate
imandır, hakikati bilinen şeylerle yakınlık hissine kapılmak önemlidir. İslam
olarak tecelli ediş namaz kılma davranışını gerektirir. Müslüman namaz kılar,
namaz kılan kişi Müslüman’dır. Olduğu gibi görünür, göründüğü gibi olur.
Gereken bedensel davranışlar içinde olup da gerekli duygular içinde olamamak
kederle sonuçlanır. Kıyameti koparcasına kıyama durup namaz kılmak müminin
miracıdır. Görüneni idrak edebilmek hakiki iman ile mümkündür. Nefiste kalan,
kalbe geçemeyen, ruha ve ruhun nuruna eremez, anlayıp idrak edemez.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: 14pt; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım,
imanımız hakiki iman olur da Hakkı ve hakikati idrak edebiliriz.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<!--[if !supportLists]--><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;"><span style="font-family: Calibri;">(1)</span><span style="font-size-adjust: none; font-stretch: normal; font: 7pt/normal "Times New Roman";"> </span></span></span></b><!--[endif]--><span dir="LTR"></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/10/sevilmeyi-sevmek.html"><b><span style="color: blue; font-family: Calibri;">http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/10/sevilmeyi-sevmek.html</span></b></a><b><o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<!--[if !supportLists]--><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;"><span style="font-family: Calibri;">(2)</span><span style="font-size-adjust: none; font-stretch: normal; font: 7pt/normal "Times New Roman";"> </span></span></span></b><!--[endif]--><span dir="LTR"></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/12/yaradlstaki-ev-hakiki-kalp.html"><b><span style="color: blue; font-family: Calibri;">http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/12/yaradlstaki-ev-hakiki-kalp.html</span></b></a><b><o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<!--[if !supportLists]--><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;"><span style="font-family: Calibri;">(3)</span><span style="font-size-adjust: none; font-stretch: normal; font: 7pt/normal "Times New Roman";"> </span></span></span></b><!--[endif]--><span dir="LTR"></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/hakkn-hakikati.html"><b><span style="color: blue; font-family: Calibri;">http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/hakkn-hakikati.html</span></b></a><b><o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; mso-list: l0 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -18pt;">
<!--[if !supportLists]--><b><span style="mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="mso-list: Ignore;"><span style="font-family: Calibri;">(4)</span><span style="font-size-adjust: none; font-stretch: normal; font: 7pt/normal "Times New Roman";"> </span></span></span></b><!--[endif]--><span dir="LTR"></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/kalp-ve-gonul.html"><b><span style="color: blue; font-family: Calibri;">http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/kalp-ve-gonul.html</span></b></a><b><o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin: 0cm 0cm 10pt 36pt; text-align: justify;">
<b><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-54901290639564817612018-12-05T03:32:00.003-08:002018-12-06T04:09:10.405-08:00Yaratılıştaki Ev: Hakiki Kalp<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yaradılıştaki
Ev: Hakiki Kalp </span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Dinî
hikâyeler veya din konusunda hikâye edilen hususlar, genellikle, “Bir Rivayete
Göre” diye anlatılır. Öyleyse, “Rivayet” ne kadar güvenilir? Resulümüz Kuran
ayetlerini açıklamış. Açıklamaları birileri, yakınları, dostları dinlemiş. Bu
ilk ağızdan dinleyenler, anlayabildiklerini, kendi dostlarına anlatmış. Üçüncü
kişilerin, anlayabildiklerini kendi dostlarına, “Resulü doğrudan dinleyenlerin
anlattığına göre” diye anlatması, “Bir rivayete göre” olur. Burada önemli olan
ilk anlatanın Resul olması ve ‘ilk dinleyenin anlayabildiği ve anlatabildiği
kadar’ ifadesiyle anlatılmış olmasıdır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Belki
de en önemli husus, ‘aktarılanın’, gittikçe gerçeğinden uzaklaşıp uzaklaşmadığıdır.
Resulün, “Akla uygun ise kabul edin, yoksa ben öyle dememişimdir!” ikazı olmasa
uzaklaştığı düşünülebilir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hakikatin
ortaya çıkışında, ‘en son bilimsel bilgi ve bulgularla kıyaslama’ konusunun
önemi büyüktür. Böylece “Hakikat”, bilimsel olarak ‘kanıtlanmış’ olur.
Peygamberler tarafından ortaya konan hususların, düşünen akıllarca
‘kıyaslanarak doğrultulması’ ve hakikate ulaşılması, imanı güçlendirir ve
ariflerle âlimlerin buluşmasını sağlayabilir. Akıl, insana verilen en büyük
nimettir ve kıyas yaparak çalışır. Düşünen akılların buluşması, din ile bilimin
ve imanın bütünleşmesi, işin doğasında vardır. Hitabın akıllı kişilere olması, aklı
başında olmayanın muhatap alınmaması önemlidir. Düşünen akıllı kişiler de aldıkları
mesajı akla uygun ise kabul etmek için doğrusunu aramaya zorlanır.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bir rivayete göre, bir ayetin açıklanması,
Standart Sıcak Büyük Patlama Kuramına uygundur. Açıklamadaki ‘temel kavramlar’,
akıl ile kıyasla doğrultulursa hakikate ulaşılabilir. Bu ayete göre, “Yerle
göğün yaradılışında, ‘iki mertebe’ içeren ‘su’ üzerinde ‘beyaz bir köpük’
olarak ortaya çıkan ilk ‘ev’ hakiki kalptir ve tüm kuvvetlerin </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/10/temessul-ve-tecessud.html"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">izdiham</span></a><span style="font-family: "calibri";">
ettiği, ilim, hüküm ve hakikatlerin toplandığı mevzidir, yerle gök bu evin
altına döşenmiştir.” (2.96) Ayetin Kâşani teviline göre, ‘iki mertebe’ kavramı;
zamanla kullanılan nefis ve kalp, ruh ve madde, mana ve madde, hatta enerji ve
kütle kavramlarını hatırlatır. Su çok özel bir maddedir, maddenin katı, sıvı,
gaz ve plazma hallerini düşündürür. Kuranda ilmin sembolüdür. Yanıcı Hidrojenin
yakıcı Oksijenle birleşerek söndürücü özellik kazanması aklı zorlar. Su, birçok
özelliği kapsayan bir sıvıdır, henüz evrende ne zaman ve nasıl oluştuğu bilimsel
olarak belirlenmiş değildir. Güneş sisteminin çevresinde, 2 trilyon civarında buzul
taşlardan oluşan, küresel oort </span><a href="http://turkleronline.net/hayat/gezegenler/oort_bulutu-Kuiper_kusagi/oort_kuiper_anasafya.htm"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">bulutu</span></a><span style="font-family: "calibri";">
vardır. Kuyruklu yıldızlar bu buluttan gelir gider. Suyun üzerindeki ‘Beyaz
köpük’ kavramı, kütle oluşmadan önceki çok sıcak haldir. Yerle gök, evin
altına, içindekilerle döşenmiş. ‘Ev’, içinde bir şeyleri barındırır, ev
sahipliği yapar. Bu ev ise evreni oluşturan tüm kuvvetlerin izdiham ettiği,
toplandığı yerdir. O ev, tüm ilim, bilgi, kanıt, delil, hüküm ve hakikatlere ev
sahipliği yapmıştır. İçindeki delillerden biri de akıldır. Önce, Hakkın arşı,
müminin kalbi vardı!</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Günümüzde,
genel kabul gören Standart Modelin ‘en son bilgi ve bulguları’ ile kıyaslama
yapmadan ayetin açıklamasını anlamak zordur. Resul, gelen vahyi ‘iletmiş ve açıklamış’
bunları ‘anlamak’ aklın işidir. “Modele göre ‘boyutu sıfır ve kütlesi sonsuz’
olan bir şeyin patlamasıyla ortaya çıkan ‘sonsuz sıcaklık ve sonsuz basınç’,
‘zamanla’, soğuyup genişlemiş. İlk üç yüz seksen bin yıldan bilgi alınamaz.
Daha sonraki saniyelerde neler olduğu bilinir. İlk yasa: “Hacim iki katına
çıkınca sıcaklık yarıya iner”. Bu yasa, “Sonsuzun yarısı kaç?” sorusu
sorulmazsa geçerlidir. İkinci ‘aklı zorlayan’ gerçek bilgi: “Saniyenin bir
kısmında, genişleme, milyar (1in önünde 32 sıfır) kere daha büyük idi ve sonra
genişleme bugünkü kritik değere düştü. Bundan sonra ilk saniyede ilk atomlar
oluştu, üçüncü dakikada sıcaklık 1 milyar dereceye düştü ve madde ile ışınım
eşitlendi, üç yüz seksen bin yıl sonra ilk ışınım, bir milyar yıl sonra da ilk
galaksiler, oluşmaya başladı. Fizik ve kimya gibi doğa yasaları, ilim, ilk
andan itibaren sürekli yürürlüktedir. Evren, halen, düzenli ve gittikçe artan
bir hızda genişler. Enerji nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde Higgs bozonu
içinde kütleye dönüşür. Yeryüzü böylece döşenir!”</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Evren,
beyaz köpük gibi çok sıcak ve basınçlı olduğu zamanlarda, akkor plazma halinde,
“White hot”, iken basıncın büyüklüğü, ışınımı, foton çıkışını, engelledi.
Fotonlar yayılmaya başlayınca Mikro Dalga Art Alan hakkında bilgi elde
edilebildi. Işınım öncesi ‘hal’, ışınım sonrası halleri içinde barındırmakta,
içinde bulunanlara ev sahipliği yapmaktaydı. Evreni oluşturan tüm kuvvetler
burada toplanmıştı.” (1) Doğa yasaları da bilinmeye başlamadan önce tüm bilgi
ve kanıtlarıyla oradaydı. Genel ‘ilim’ halindeydi, tüm delil, kanıt, hüküm ve
hakikatler buradaydı. Sonra fizik ve kimya gibi yasalar ortaya çıktı. Kısaca,
sonradan ortaya çıkanları bildikçe her şeyin içinde barındırıldığı ‘ev’ ve
‘içindekiler’ anlaşılabildi. Tam da ayetin bildirdiği gibi, ‘beyaz köpük
cevherin saf olduğuna’ işarettir. Uzay ve zaman oluşmaya başlar, önce uzay
zaman birleşik alanı, sonra da enerjinin ışınımı ile kütle oluşumu ortaya
çıkar. Akıl işlemeye ve kıyas yaparak bilgi toplamaya başlar. Fotonun nereden
ve nasıl geldiğini ölçüp değerlendirerek geldiği yeri, bu yerin veya yıldızın
yaşını ve hareketlerini bilmek kolaydır. Foton, yıldız ve galaksinin yeri,
yaşı, uzaklaştığı veya yaklaştığını bildirir, hakikati haykırır!</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Diğer
bir rivayete göre de insanoğlu aynı şekilde oluşurmuş. Önce dışında olsa da,
bir beyaz köpüğün içinde ve üstünde olan, içinde çok şeye ev sahipliği yapan,
barındıran bir ‘ev’, ‘eşleşmeden’ sonra genişlemeye başlarmış. Eğer bir süre
sonra başladığı ‘genişleme ve büyüme hızını’ doğuncaya kadar sürdürseymiş,
bebek doğuşta bir buçuk ton olurmuş. Büyüme sonra normale dönermiş. Bebek, önce
‘su damlası’ iken ikinci kırk günde kan hücreleri oluşmaya başladığı için ‘kan </span><a href="http://www.drbanuciftci.com/bebegin-anne-karninda-kan-yapimi/"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">pıhtısından</span></a><span style="font-family: "calibri";">’
oluşmaya devam </span><a href="http://www.drbanuciftci.com/12-hafta/"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">edermiş</span></a><span style="font-family: "calibri";">. “Sıradan
bir ‘çamur beden’ halindeyken üçüncü kırk günde çamura ilim halinde ruh </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2018/09/akl-semas.html"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">verildiği</span></a><span style="font-family: "calibri";">
için beden, insan organlarıyla bezenir.” (41.11) İnsanlar için yapılan evlerin
en evvelkisi, suret itibariyle göğüs şehrinde bulunan evdir, hakiki kalptir. İnsan,
kutsal bir </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/12/insan-bir-kutsal-fikirdir.html"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">fikirdir</span></a><span style="font-family: "calibri";">.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bilinmeyi
seven ve isteyen, kendini bilecek insanı inşa etmek istemiş. Gönlünden ilk
geçen, içinde yalnız kendisi olacak, bir kalp olmuş. Kalbin içine, açılıp
kâmil insan inşasının gerçek olabilmesi için gereken her şey konmuş. Suyun içine katı madde oluşturacak
malzemeler, kuvvetler konmuş. Bu kuvvetlerden </span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com/2017/10/temessul-ve-tecessud.html"><span style="color: blue; font-family: "calibri";">oluşmuş</span></a><span style="font-family: "calibri";">
yerle gök. Hüküm, hakikat ve hikmetler açığa çıkacak şekilde yerleştirilmiş
evin içine. İlim, bilimsel tanımı “Hiçbir şeyin özeti”, “Summary of Nothing”,
olan fotonda gizlenmiş. ‘Her şey’, ‘hiçlikte’ gizli olduğu için açığa çıkınca
anlaşılabilir. Hepliği, hiçliğe borçluyuz. Hakikat, yanlış anlaşılıp,
anlatılabilir ancak er geç ortaya çıkar. Foton, kuvvetlerin bir kısmını
taşıyarak, hakikati ortaya çıkarabilir, ışınım açılımdır, küçük gerçekler
hakikate açılır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Foton, ışık hızında ve
küresel olarak, üstelik her ortamda yayılır, bu mektup iyi okunursa, Kuranın
Furkan olarak açığa çıktığı anlaşılabilir.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım
bize de hakikat aşikâr olur.</span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "calibri";"><b><span style="font-size: 7pt; line-height: 115%;">Bakara, 96: (İnne <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">evvele beytin</span> vudi'a linnâsi lellezî bîbekkete) </span></b><span style="font-size: 7pt; line-height: 115%;">Tahkik insanlar için konulmuş olan
beytlerin, yâni <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">evlerin en
evvelkisi Mekke'de bulunan beyttir</span>. Beyt-i şerifin <b><u><span style="background: yellow; color: red;">yerle göğün
yaradılışında</span><span style="color: red;">,</span></u></b> <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">su üzerine ilk zuhur eden beyt
olduğu</span>, ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">bir
yüzünden iki bin sene evvel yaratıldı</span>ğı ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">su yüzünde <b><u>beyaz bir</u></b> <b><u>köpük</u></b>
idi</span> ki, <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">yeryüzünün
onun altında döşendiği rivayet olunur</span>, îmdi <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">beyt</span> <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb-i hakikî</span></u></b><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">ye işaretdir</span>. Su yüzünde
zuhur etmesi, ruh-u hayvani seması ile beden arzında nutfeye taalluk etmesidir.
<span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">Yeryüzünden evvel halk
olunması</span>, <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb-i
hakikînin kadîm ve bedenin hadis olduğuna işaretdir</span>. Evvel
yaradılmasının, <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">iki
bin sene</span></u></b> olmakla taayyünü, adedler ara-sında bin adedi tam bir <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">rütbe</span></u></b> olmasına
nazaran kalbin beden üzre birisi <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">nefsî tavrı</span></u></b>, ve birisi <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb tavrı</span></u></b> olarak
iki tavrı rütbe ile takdim eylediğine, ve <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">beyaz köpük</span></u></b> olması, <b><u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">cevherinin saf olduğuna</span></u></b>,
ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">yeryüzünün onun altında
döşenmiş olması</span>, <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb-i
hakikînin tesiri ile bedenin tekevvün eylediğine</span>, ve <u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">bedenin</span></u> eşkâl ve
hutud ve suveri <u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">azasının</span></u>
<u><span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb-i hakikî
hey'etlerine tabi olduğuna işaretdir</span></u>. Hikâyenin tevili bu
vechiyledir. Bilmelidir ki, <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">Ruhun
bedene taalluku</span> ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb-i
hakikînin bedene ittisalinin ilk mahalli</span>; <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">suver-i (suri) kalbdir</span>. Ve suver-i (suri) <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">kalb, azanın ilk hasıl olanıdır</span>
ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">hareket eden azanın en
evvelkisi</span> <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">sükûn
bulan azaların en sonuncusu</span>dur. Bu <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">sebeble insanlar için yapılan evlerin en evvelkisi, suret
itibariyle göğüs şehrinde bulunan evdir.</span> Yahud mânâ: insanlar için vaz
olunan en evvelki mescid ve ibadethane, <b><u>sadr-ı manevî Mekke'si</u></b>nde
bulunan <b><u>kalb-i hakikî</u></b>dir. İşbu sadr-ı manevînin makamı, nefisden
daha şereflidir, ve kalb-i hakikîye müteveccih olan <b><u><span style="background: yellow; color: red;">kuvvanın izdiham
ettikleri mevzidir</span></u></b>. <b>(Mübâreken) </b>(Ayet 96) <b><u><span style="background: yellow; color: red;">O beyt, kendisinden
bütün vücûdun feyz ve hayat ve kuvvet alması dolayısıyla ilâhi bir bereket
sahibidir</span></u></b>. Zira <b><span style="background: yellow; color: red;">azada bulunan bütün kuvvetler evvelâ hep o beytden
azalara sirayet eyler.</span></b> <b>(Ve hüden lil'âlemîne) </b>(Ayet 96) Ve <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">o beyt alemlere sebebi
hidâyetdir</span>. Ve Allah Teâlâ'ya onun sebebiyle hidâyet bulunan bir nurdur.
<b>(Fîhi âyâtün beyyinâtün) </b>(Ayet 97) <b><u><span style="background: yellow; color: red;">O beytde âyat ve beyyinat yâni ulum ve
maârif, hüküm ve hakayık vardır.</span></u></b> <b>(Makamü İbrâhîme) </b>(Ayet
97) O Ayetlerden biri de İbrahim makamı, yani Ruhu ibrahim'in ayağı yeri, yâni <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">Ruh Nurunun kalbe ittisal mahali
olan akıl vardır</span>. <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-family: "calibri";"><span style="font-size: 8pt;">(1) S.Hawking, Zamanın
Resimli Kısa Tarihi, ALFA Bilim, s.156.<br />
</span><span style="font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;">(2) </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/03/gunesle-gizlenen.html"><span style="color: windowtext; font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Arial; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: "calibri";">http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/03/gunesle-gizlenen.html</span></span></a><span style="font-size: 8pt;"><span style="font-family: "calibri";">, <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: "calibri";">(3) </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/07/nazarla-olusum.html"><span style="color: windowtext; font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Arial; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: "calibri";">http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/07/nazarla-olusum.html</span></span></a><span style="font-family: "calibri";"><span style="font-size: 8pt;">,</span><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 8pt;"><o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<span style="font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: "calibri";">(4) </span></span><a href="http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/10/insann-cevheri.html"><span style="color: windowtext; font-size: 8pt; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: Arial; mso-hansi-font-family: Calibri;"><span style="font-family: "calibri";">http://necdetaltinay.blogspot.com.tr/2017/10/insann-cevheri.html</span></span></a></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-33378192043719326722018-10-26T08:00:00.004-07:002018-10-26T08:00:38.002-07:00Sevilmeyi Sevmek
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sevilmeyi
Sevmek<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Sonradan
dallara ayrılacak ve fizik, kimya ilmi gibi adlandırılacak tüm ilim, yani ilmin
tümü indirilerek yaratılan bir cevhere Allah celali ile nazar etti, cevher
hayâsından, edebinden, eriyerek yarı ateş ve yarı suya dönüştü” kutsal bir mesajdır.
Sonradan bilim insanları cevherin bu dönüşmüş haline “Maddenin Plazma hali”
demiş olabilir. Plazmada her “Şeyi” oluşturma, tüm mevcudata dönüşme
potansiyeli vardı. Çünkü bugün var olduğu bilinen her şey bu ilk plazmadan oluşmuştur.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kozmik
mikrodalga artalanının içinden değil dışından bilgi alabiliyoruz. Hatta
saniyenin milyarda milyarda milyarda birinde, evrenin, ışık hızından çok daha
hızlı bir şekilde, aniden şiştiği kanıtlanmıştır. Bu ani şişmeden itibaren,
bugün galaksiler birbirlerinden ışık hızından daha hızlı ayrılmaktadır. Diğer
bir deyişle ilk 380.000 yıldan sonrasını biliyoruz. Genç evrenin genişlemesi
ışık hızından çok daha hızlı olabilir ama uzayda bir cismin ışık hızından daha
hızlı hareket etmesi mümkün değildir. Maddenin plazma haline biraz yakından
bakmakta yarar vardır. Daha sonra oluşacak her şey plazma içinde yer alan
parçalardan oluşmaktadır. Güneşin plazma katmanı aynı görevi yapar. İçinde
elektrik yüklü parçacıklar vardır ama plazmanın elektrik yükü yoktur. Altom
altı parçacıklar vardır ama atom yoktur. Uzay boşluğunu ve gökadaları
oluşturacak malzeme vardır ama ne boşluk ne de yıldız vardır. Işığı oluşturacak
enerji vardır ama görünür ışığın değil çok sıcak, erimiş enerji ışınımıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Büyük
patlamadan sonra açığa çıkan enerjide ilmin yüklü olduğu, her oluşan kütlenin
veya parçacığın bu ilimden aldığı info, bilgi ve özelliklerle oluştuğu kabul
edilir. Bu bilgi kaybolmayacağı için, ‘hiçbir şey ölmez, her şey yaşar’ denir.
İkiz foton, elektron ve atomlar üzerinde yapılan çok çeşitli deneyler sonucunda,
‘her şeyin, evrenin oluşumunda, önceden belirlendiği’ bilimsel olarak
kanıtlanmıştır. (1) <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Maddenin
oluşumunda yer alan, matematiksel formüller ve fiziksel yasalar şeklinde
özetlenen, ‘düzen’ ilk oluşum anında enerjinin içinde vardır.” (2) Bu nedenle
herhangi bir cismin veya resmin kendine özgü ilminden ayrı olamayacağı bir
gerçektir.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yeni
sonuçlanan deneylerin bulgularına uygun geliştirilen kuramlar, evrenin
oluşumuna son noktayı koydu. Söz konusu bulgulara göre ‘Evrenin, Yoktan Var
Olan Düzenli Bir Hiç’ olduğu </span></span><a href="https://www.express.co.uk/news/science/612340/Origin-of-the-universe-riddle-solved-by-Canadian-physicists-and-er-it-wasn-t-God"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">kanıtlandı</span></span></a><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;">, (3). Evren, yoktan var olan bir
zerrenin ani şişmesiyle oluşmuş ama ilk andan itibaren, fizik ve kimya gibi tüm
yasaları içinde barındırdığı için ‘düzenli’ bir şekilde oluşmuştur.
Düzensizliğin olamadığı kabul edilirse ilmin varlığı açıktır, her şey ilmiyle
olur.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Maddenin ham
maddesinin nur, ışık oluşu ve yaşamın kaynağının maddeye yüklenen ilim oluşu
aklı zorlayabilir. İnsanı ele alırsak, bedeni vardır ama beden değildir, ruhu,
ilmi vardır ama yalnız ruh, ilim değildir. Hayat, verilen bir şeydir, bağış
yapılır, bahşedilir. Ölüm karşısında bazen “Madem alacaktın hayatı niye
verdin?” demek isteriz. Yaşamı anlasak da ölüme isyan ederiz. Oysa hepsi
hayatın içinde vardır, hayat böyledir. Verilene sevinir, alınana üzülürüz,
hayattaki biz de buyuz. Böylece insan olgunlaşır, olgunlaştıkça kesafetten,
madde esaretinden kurtulur, letafete yücelir. İnsan, aydınlandıkça, ‘nur
üzerine nur’ olur.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnanç
âleminde kabul edilen temel anlayışa göre maddi âlem halk edilir, canlılık
âlemi yaratılır ve insan, bunların dışında ve üstünde olmak üzere, inşa edilir.
Halk edilenler, alt yapıyı oluşturan toprak, ateş, hava ve su gibi temel anasırlardır.
Uzay zaman birleşik alanında yer alan galaksiler, atılmış pamuk veya yün misali,
kendi ortamında yüzer. Arz ve atmosferi de bu ortamda yerini alır, hareket
eder, yüzer, seyir halindedir. Bitki ve hayvanlar bu alt yapı üstünde kendi âlemini
oluşturur. Her bitki ve hayvan, neslinin devamını sağlayarak hayatını sürdürür.
Hiçbiri kendi ölümünü, nereden gelip nereye gideceğini bilemez, bilinçli
değildir.</span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsanın
analizi ve sentezi ise hakikat arayışının temelini oluşturur. Hakikati arayıp
da bulan bir beşer henüz doğmamıştır. Görmeden inanmanın mükâfatı, inanılanın
görünmesidir. Hakikat basittir, açıktır, apaçıktır ama beşer göremez. Görünen,
görenin görüntüsüdür. Kutsal mesajlarda “Ben görürüm, bilirim ve işitirim”
dendiği için beşerin göremediği bir hakikattir. Kuran ilimdir, Furkan ise bu
ilmin uygulanmasıdır. Halk edilen ilk cevherde, Kuran ilmi, yüklü olmalı ki
uygulaması bugüne kadar gelmiştir. İnsan, bilgi edinmeye, en sondan, uygulanmış
olan ilimden başlayarak, uygulanmakta olan ilme doğru analiz edilenlerin en
güzel senteziyle başlar ve sürdürür. İnsan, sürüp giden sürecin izleyeni ve
bunun bilincini oluşturanıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan bilinci
ise evrenin açılım ve gelişim sürecinin temel taşıdır. Bilimsel bulgulara, en
son yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına göre, insan bilinci, “Doğal olarak ‘dalgasal’
hareketleri olan foton, elektron ve protonun, ‘parçacık’ olarak hareket
etmesini sağlamaktadır.” Bu durum ise kütle oluşumunun temelidir. Aksi takdirde
maddenin oluşamayacağına kadar tartışılabilir. Bilim çevrelerinde “Gerçeklik
insan için midir?” sorusu gündemdedir. Her şey insan içindir. ‘Dalgasal parçacık’
hareketi ‘rahmanî rahimsi’ açılımıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İnsan,
kendini böyle bir bilinçle bilirse çok şey farklı görünebilir. Bir çay ikram
edene teşekkür eden, güler yüz gösterene tebessüm eden ve hediye, iş ile aş
verene minnettar kalıp seven insan kalbi, uğruna verilenlerin tümünün bilincine
vardığında kendisini de sever, vereni de sever. Kendi oluşum ve gelişimine sevgi
ve saygı duymayan, kimseyi sevemez ve sayamaz. İnsanı insan yapan bu bilinçtir.
Her canlı ve cansızın bu âlemde bir yeri vardır, sevilmiş ki vardır. ‘Kendine
özgü bir nazar’ ile mevcut olan bir şey veya canlıyı, kendisi dâhil, insan;
kabul edip sevmek ve saygı göstermek durumundadır. Herkes verilenlerden oluşan
bir sevilendir!<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım
bilincimizi, verilenleri ve bilinmeyi seveni idrak edebiliriz.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 1.65pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">(1) The Economist, Quantum theory, Oct 24th 2015. <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">(2)
D. Bohm, “Wholeness and the Implicate Order”, 1980, Routledge & K. Paul <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 10pt;"><span style="font-family: Calibri;">(3) </span></span><a href="https://www.express.co.uk/news/science/612340/Origin-of-the-universe-riddle-solved-by-Canadian-physicists-and-er-it-wasn-t-God"><span style="font-size: 10pt;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">https://www.express.co.uk/news/science/612340/Origin-of-the-universe-riddle-solved-by-Canadian-physicists-and-er-it-wasn-t-God</span></span></a><span style="font-size: 10pt;"><o:p></o:p></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-63068329784710280672018-09-30T05:53:00.002-07:002018-10-04T02:26:35.811-07:00Akıl Seması
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="_Toc526178391"><b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Akıl
Seması</span></b></a><b><o:p></o:p></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span>Akıl
her şeyi düşünür, akıl erer, anlar, bilgileri hafızaya depolar sonra çıkarır
tekrar kullanıp yeni bilgiler elde eder. Başka kişi ve şeyleri düşünmekten
kendine zaman ayıramaz, sanki kendini düşünmeye vakti yoktur. Akıl, beyin
hücrelerinin birbirlerine gönderdiği sinyallerin toplamı mıdır? Sinyallerin bir
kısmının oluşturduğu mu, yoksa akıl, sinyalleri oluşturan mıdır? Nasıl oluyor
da yazılım kadar yumuşak ama donanım kadar sert ve kırıcı olabiliyor? İnsan
kendi aklını bile neden kolayca değiştiremiyor? Aklımızı doğada mı bulduk, biz
mi geliştirdik yoksa bize verilmiş bir nimet midir? “Esas olan maddedir ve
bilinç maddeden kaynaklanır mı?” yoksa “Esas olan bilinçtir ve madde bilincin
cesetleşmiş hali midir?” Evrende her şey ‘gerçek’ halini alır, gerçekleşir
yalnız ve sadece, insan </span></b><a href="http://discovermagazine.com/2002/jun/featuniverse"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">gözlem</span></a><b><span style="font-family: Calibri;"> yaparsa.
Daha da çarpıcı olan ‘şimdi’ yapılan ölçüm, fotonun ‘geçmişini’, izlediği yolu,
tayin eder, değiştirir. Bunlar nasıl oluyor da insan aklının marifetleri
oluyor? İnsan, maddesel beyin </span></b><a href="https://www.newscientist.com/article/mg21428605-900-were-closing-in-on-consciousness-in-the-brain/"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">sinyallerinden</span></a><b><span style="font-family: Calibri;">
aşk ve sevgi gibi latif duyguların üretimine ancak beyin, akıl ve bilinci iyi
anlarsa geçebilir.<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 11pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Hak'tan mahcup olanlar görmez
mi, yer ve gökler, heyula iken, görkemli bir hayal ve cismanî bir madde iken,
yapışık idiler? Biz bu iki suretin, ayrışarak, oluşumlarının aşikâr tebayünü
ile uyumlu farklılaşma ile yer ve gökleri ayırdık. Ervah, canlılık, mana
gökleri ve uzayı ile beden ve ceset arzı, bir nutfe suretinde bitişik idi. Biz,
arz ve ervahın tebâyünü, uyumlu farklılıklarının kendiliğinden ortaya çıkışı
ile her ikisini birbirinden ayırdık”, cenin ve Büyük Patlamada olduğu gibi.
“Yani biz, nutfeden her hayvanı halk ve izhar eyledik. Ve ceset arzının, yok
olmayıp kaim ve müstakil olması için, ceset arzında kemik dağlarını, sinir ve
kas sistemleri, damarları gibi özellikli yollarını, oluşturduk.”</span> (21.30-33)</b><b><span style="font-size: 11pt;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 11pt;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Bunlar
sebebiyle Allah'ın ayetleri ve sıfatlarına hidayet bularak, Hakk'ı arif olmaları
için, ceset arzında duygu ve düşünce mecralarını; havas tarikleri, arzu, heves
ve isteklerine uygun yolları, var ettik. Ve biz, akıl semasını, üstlerinde,
atmosfer gibi yükselterek, ceset arzını, tagayyür etmek üzere, başkalaşmak,
mükemmel olmak için tazelenmek, yenilenmek ve sehven, yanlışlıkla, kasıtsız
olarak, olabilecek hasar ve hatadan mahfuz kıldık, koruduk. Akıl seması, her
türlü hayal, tasavvur, duygu ve düşünceleri kapsayacak ve birbirine bağlayacak
şekilde yer alır. Her birisi makul ve mantıklı olarak akla dayanır. Akılda
boşluk bulunmaz, kırılmaz ve bükülmez, herkes aklını bir kere oluşturunca
aklını terk edemez. Bütün bunları anlayamayanlar için akıl seması, mana
göklerini yani uzayını, delil ve şahitlerinden, maddi veya bedensel kanıtlarından,
uzaklaştırıcıdır. Allah-u Teâlâ Hazretleri, nefis gecesini ve ruh güneşinin
nuru olan akıl gündüzünü ve gece ile gündüzü içine alan kalbi halk eden ve
izhar eyleyen, açığa çıkaran, zattır. Bunların her biri, ulvi bir karargâh veya
makamda ve ruhaniyet semasının bir mertebesinde Allah'a seyir eder.” (21.30-33)
<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ayetin
açıkladığı gibi yer ve gök önce bitişik iken sonradan ‘uyumlu farklılaşıp
kendiliğinden ortaya çıkış’ ile yer ve gök ayrılmıştır. ‘Uyumlu farklılaşma’
kavramı en iyi gök kuşağında görülebilir. Renkler, en kısa dalga boyundan en
uzun dalga boyuna kadar kesiksiz, boşluksuz, atlamasız bir şekilde fotonun her
dalga boyunda hareketiyle oluşur. Fotonun bir ucu gözde iken, uzun dalganın
boyu evrenin fiziksel büyüklüğü kadardır. Dalga halinde radyasyon, ışınım, bir
noktadan küresel bir şekilde açılımdır. Bu açılım uyumlu farklılaşmayla
kendiliğinden ortaya çıkışın örneğidir. <o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu
açılım için ne bir itme ne de bir çekme kuvveti söz konusudur, tamamen
kendiliğinden, özelliğinden dolayıdır. Özellik ise içinde yüklü bulunan bir
ilmin olduğunu gösterir. <o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Işınım,
bir ilmin açılımıdır denebilir. Işığın veya fotonun açılıp yayılımında, en
kısadan en uzununa kadar, dalga boyları arasında bir boşluğun olmadığı açıktır.
Dalga fonksiyonunda bir çatlak, yırtık veya boşluk olmadığı gibi beynin
sinyalleri arasında da olamaz. Beyin sinyalleri aklı oluşturur. Beden
arzımızın, dünyamızın, etrafında bir nevi ‘akıl seması’ oluşur. Akıl için de
‘uyumlu farklılaşmayla kendiliğinden oluşma’ kavramı söz konusu olabilir.
Dünyanın atmosferinin, uzayın derinliklerinden gelen yıkıcı ışınımlara karşı
koruma sağladığı bilimsel bulgularla kanıtlanmıştır. Aynı şekilde insan da
kendi dışından gelen yıkıcı etkilere karşı akıl ile korunmuştur. “Akılda boşluk
bulunmaz, kırılmaz ve bükülmez, herkes aklını bir kere oluşturunca aklını terk
edemez” gerçeği de yadsınamaz. Beynin belirli dalga boyundaki sinyallerinden
oluşan bir akıl, diğer dalga boylarından oluşan aklın yeteneklerine sahip
olamaz. ‘Gözle görülebilir ışık’ çok sınırlı, belirli dalga boylarındaki
ışıktır. Mor ve kırmızı ötesi ışınları göz göremez. Herkesin aklının da belirli
sınırları olabilir.<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="Default" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;">
<span style="mso-spacerun: yes;"><span style="font-family: Calibri;"> </span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Ruh seması,
duhan, duman, yani kalpten yükselen latif bir madde idi. Hadis der ki: “</span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">Sizin her
birinizin hilkati, yaradılışının hakikati, anasının <span style="color: black;">karnında
kırk gün nutfe, döl suyu, olarak cem olur. Sonraki kırk gün aleka, kan pıhtısı,
olur.” Son bilimsel bulgular ‘Hadisi’ doğrular, kanıtlar niteliktedir. “</span></span></b></span><a href="http://www.drbanuciftci.com/12-hafta/"><span style="font-size: 12pt; letter-spacing: 0.05pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">12.Hafta</span></span></a><b><span style="font-size: 12pt; letter-spacing: 0.05pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Calibri;">dan sonra kemik iliğinde kan hücreleri belirir ve kan </span></span></b><a href="http://www.drbanuciftci.com/bebegin-anne-karninda-kan-yapimi/"><span style="font-size: 12pt; letter-spacing: 0.05pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">yapımı</span></span></a><span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; letter-spacing: 0.05pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"> başlar.”</span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"> Sema, akıl ve ruh seması, latif bir
cevherden, enerjiden, oluşur, beden arzı gibi kesif cevherden, maddeden
değildir. Üçüncü kırk günde yani cenin ana rahminde dört aylık iken ruh
üflenir.” (41.11)<o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Diğer bir
deyişle insana özgü organlar, kendilerine özgü ilim ile ayrışır. İlim, insan
halini almış, insana özgü her ayrıntı yer almış ve organların çoğu kendi
işlevlerine başlamış olur. Ruh ve beden ayrılmadan önce tesviyede bir ve
beraberdi. Tesviyeden sonra ruh seması ve beden arzına ‘isteyerek veya
istemeyerek, kerhen, hâsıl olun’ dendi. Her ikisi de birbirinden ayrılmaksızın,
Vücudun birliğine şahitlik edercesine, yeni, daha önce görülmemiş ve
kullanılmamış olarak, ayrı bir ruh seması ve beden arzı oluştu. Arzın
yayılmamış ve döşenmemiş hali ruh verilmesinden öncedir. Ruh, semadan da
evveldir ama arz, semadan sonra yayılarak, kabararak döşenmiştir. Beden, ruha
kavuştuktan sonra azaları, organları kabarıp genişleyerek, birbirinden
ayrışarak oluşur. Bu nedenle “Ana rahminde bebeğe dört aylıktan sonra ruh
üflenir” denir.”</span></b><b><span style="color: black; font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"> </span></b><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">(41.11)<o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Arz ve sema,
madde ve mana, yer ve gök ayrılmadan önce bitişikti, heyula iken, görkemli bir
hayal ve cismanî bir madde iken, yapışık idiler. Uyumlu farklılaşma ve başkalaşarak
mükemmelleşme sayesinde, sonra, kısadan uzuna ses ve renk dalgaları gibi
ayrıldılar. Benzer şekilde bebek, nokta iken, önce kan pıhtısı oldu, ruh
verilip, insan olma ilmiyle donatılıp, arzı ve semasıyla, yayılıp döşendi.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“İnsan ile Dünyada, arz ve sema, madde ve
suret, farklı olarak yedi kat olarak hüküm ve takdir edildi. Semanın her katına
amacı, işleri, araçları, tesir ve tedbirleri işaret edildi.” (41.12) Bazı
tesirlere karşı da dünya gibi insan da uyumlu farklılaşıp başkalaşarak, örneğin
fazla ışığa karşı bronzlaşarak, korunur.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım, akıl
atmosferimizle aklımızı idrak edebiliriz.</span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: "calibri";"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-21440727024687894882018-07-18T00:26:00.003-07:002018-07-18T00:26:52.834-07:00Hakikatin Gölgesi
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hakikatin Gölgesi<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“İnsanlık
hali” deyip geçilir, halden hale geçiş bazen küçümsenir, bazen yüce duygular
içine girilir. Karşılıklı etkileşimin sürekliliği nedeniyle, bedensel ve ruhsal
hal değişimlerini birlikte ele almak uygun olur. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Eşyanın aslı ve esası da ilminin aynı olduğuna
ve birinin diğerine göre farklı bir ismi, resmi ve cismi olamayacağına göre
beden ve ruh aynı olanın farklı görünümüdür. Birisi latif diğeri kesif hal, görünümdür.
İkisinin arasına hayvanî nefis canlılığı yerleştirilmiştir. Canlılık söz konusu
olunca, belirli bir amaca dönük, makul ve mantıklı hareketler dizisi
zorunludur. Bu durum akıl gerektirir. Akıl, izafî düşünür, kıyas eder, her şeyi
ayrı ele alır inceler, analiz eder, sentezleri bile çok farklıdır, gölge
devreye girer.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Canlılık,
us, akıl gerektiren hareketler dizisi, ilmin uygulanmasıdır. Madde, örneğin
taş, bir düşünce üretmedikçe aksini düşünmek makul olur. Yani, “Özelliği, bir
bilgisi veya ilmi olan hıfz edici kuvvetler birleşip, bir araya gelip
toplanarak kütle oluşturur” demek akılcıdır. Eksi ve artı elektrik yüklü
kutuplar ile kuzey ve güney kutuplu manyetik kuvvetlerin etkileşimleri,
eletromanyetik kuvvetlerle birlikte, belirli alanlarda izdiham edip, toplanıp
kütle oluştururlar. Bilimsel açıdan, “Nasıl oluyor bilinmiyor ama kuvvetler,
bozonlar içinde toplanarak gölge oluşturup pıhtılaşır ve kütle oluşturur” ve
madde oluşur. Bir hadis der ki: “Yüce Allah en evvel bir cevher (enerji) halk
etti, cevhere celali ile nazar edince, cevher hayâsından eriyerek, taşıp yayılarak,
kısmen su ve kısmen de ateş oldu.” Cevher de hayâsından, saygı veya edebinden,
potansiyelinde olan taşıp yayılma özelliğinden, su ve ateşe dönüşmüştür.
Arştan, ilmin yüklenmesi, indirilmesiyle cevherin su ve ateşe dönüşümüne
dikkat çekilmektedir. Bu durum Büyük Patlamada veya Güneşte ilk oluşan
‘maddenin plazma halini’ anımsatır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Her şey, o
şeye özgü bir nazar olduğu için vardır. Herkes kendisine özgü bir nazar olduğu
için vardır, bunun idrakinde olanlar bu sırrın başkası için olmadığını bilirler.”
(42.38) Bilimin ulaştığı son güncel bulgu “Gözlem yapan ile gözlenen
birbirinden ayrılamaz.” Enerjinin dalga fonksiyonunun ancak insan gözlemi
altında çöküp parçacık özelliği göstermesi ilginçtir. Ele alınan bu bilgiler
ışığında, ‘bilgi’ler ve özelliklerin maddeyi ve insana verilen akıl, fikir ve
düşünme yeteneklerinin de “Bilinç” oluşturduğu açıktır. İnsanın bilinçli gözleminin,
enerjinin dalga açılımını parçacık haline dönüştürdüğü gerçektir. İnsana bahşedilen
bilinçli nazar, gözlemleme ve basiretin varoluşa büyük katkıda bulunduğu
böylece kanıtlanmaktadır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span></b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">“Yokluk, gizlenip sırlanarak, sır tutarak, izafî vücut
bariz, apaçık olmuştur. Yokluk boşluk değildir, yoklukta eşyanın ilmi vardır,
ilim ışık olarak görünür hale geçer. Nur, hariçte zahir olan vücuttan
ibarettir. Vücut nurdan, ışıktan oluşur, ışır. <b>Eşya ve görünen vücutlar,
ezeldeki ilimlerinin açığa çıkmış halidir. </b>Her mevcut bir ilimle görünür;
mevcut, ilmin, bilginin görünür halidir. Her şey hak ile zahir olmuş,
görünmüştür. <b>İlmin görünür haline ‘gölgenin uzatılması’ denir.</b> <b>Yokluk</b>,
her şeyin batındaki vücut hakikatinin sabit bulunduğu <b>‘levhi mahfuzdur’</b>,
‘sırf yokluk’ değildir. Hakkın batındaki ilim hazinesinde vücudu olmayan bir
şey asla zahire çıkamaz ve vücut bulamaz. Her şeyin bilgisini içeren yokluk,
sır tutarak, önce enerjiye ve ışığa sonra eşyaya dönüşür, görünür hale gelir. <b>Eşyanın
aslı ve esası, görünen maddenin hakikati, Hakk’ın, yokluk aynasındaki,
görüntüsü, gölgesidir</b>.” (25.45) <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Nasıl ki gölge, güneşin varlığına delildir,
madde de Hakk’ın varlığına delildir. Bilinmelidir ki <b>eşyanın mahiyeti ve
görünenin hakikati, Hakk’ın gölgesi ve Mutlak Vücudun sıfatının işaretidir</b>.<b>
Mevcutlar, nur ile hariçte zahir olur görünür. Mevcudat, ezeldeki ilmin izhar edilmiş
halidir</b> Kütlenin, görünen enerji olan ışığın, maddenin hakikati, Hakk’ın
ilmi, görüntüsü, gölgesidir. <b>Kütlenin hakikati bilinirse, kütlenin, görünen
ışık enerjisi olduğu ve Hakk’ın ilmi idrak edilir</b>. Mutlak vücudun ortaya
çıkmış, görünür olmuş sıfatıdır. Her cisim ışır, ışık saçar, ışınım halindedir,
hakikatini görünür kılar, enerji yayar. <b>Sonra ‘akıl güneşini’ Vücut
gölgesine delil kıldık</b>. Akıl delili, gölgenin hakikatinin Vücut’tan farklı
bir şey olduğunu doğrular, kanıtlar. Akıl güneşi delalet etmezse, gölgenin
vücudu ile hakikati arasında ayrılık olmazsa, mevcut kendiliğinden var olmuş
olur, <b>Vücut, mevcut olur</b>.<b> Başka bir ‘şey’ mevcut olamaz.</b> <b>Mevcudun,
ilminden ayrı ve gayrı bir ismi, cismi ve resmi olamaz ama farklılığa yalnız
akıl şahitlik eder.</b>” (25.45) <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>“Ve biz,
akıl semasını, üstlerinde (atmosfer gibi) yükselterek, ceset arzını, tagayyür,
başkalaşma ve sehven, yanlışlıkla, kasıtsız olarak olabilecek hasar ve hatadan
mahfuz kıldık, koruduk. Akıl seması, her türlü hayal, tasavvur, duygu ve düşünceleri
kapsayacak ve birbirine bağlayacak şekilde yer alır. Her birisi makul ve
mantıklı olabilmek üzere akla dayanır. Akılda boşluk bulunmaz, kırılmaz ve
bükülmez, herkes aklını bir kere oluşturunca aklını terk edemez. Bütün bunları
anlayamayanlar için akıl seması, mana göklerini yani uzayını, delil ve
şahitlerinden, maddi veya bedensel kanıtlarından, uzaklaştırıcıdır. Allah-u
Teâlâ Hazretleri, nefis gecesini ve ruh güneşinin nuru olan akıl gündüzünü ve
gece ile gündüzü içine alan kalbi halk eden ve izhar eyleyen, açığa çıkaran,
zattır. Bunların her biri, ulvi bir karargâh veya makamda ve ruhaniyet
semasının bir mertebesinde Allah'a seyir ederler.” (21.30-33)<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Enerji
görülemez, etkisiyle bilinir. Görülemeyen bilinebilir; algılanabilir olan ilim,
enerjiye dönüşünce EMR, elektromanyetik radyasyon, yayılımı ışık hızında
hareket oluşturur. Hareketi algılama yeteneği de insan bilincindedir. Bilinç, akıl
ve akıl semasında oluşur, aklın hızı, zaman ve mekân sınırı tanımaz. Gölge,
oluşturulur, düşürülür, ses duvarını aşan uçağın oluşturduğu perde misali,
hareket perde oluşturabilir. Siz hala “Hak değil perde görüyorsanız, perdenin
yanlış tarafındasınız!” denebilir. Perdeyi kaldırmak için nefis gecesinden,
akıl gündüzüne, oradan da kalbe geçilebilir. Kalbin içinde gölge olmaz,
bilinçli hal içinde, akıl semasında olmaz. Düşünce âleminin içinde, iç
âlemimizde gölge olmaz, dış âlemde olur. İç âlemde ‘ben’ yok, gölge yok, dışta
ikisi de vardır. Gölge benim vücudumun hakikati, belki de ‘ben’! İnsanın akıl
semasında, kuşku olmaksızın, her düşünce makul ve mantıklı olmalıdır.<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım biz de,
“Hakikatimiz, Hakk’ın gölgesidir” gerçeğini idrak edebiliriz!<o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><o:p><span style="font-family: Calibri;"> </span></o:p></span></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-7251458466415768892018-06-22T08:00:00.002-07:002018-06-25T01:36:49.453-07:00İnsan Zannetme!<strong><span style="font-family: Calibri;"> İnsan Zannetme!<o:p></o:p></span></strong><br />
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Çok şeyler beklenir, ‘insan’dan, <o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Verilenler farklıdır ‘hayvan’dan,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Ayrık gibi görünse de ‘aslı’ndan,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Mevcut, kopmaz ‘Vücudu’ndan.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Âlemde olanlar, ikizi Âdemdedir,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Oluşum, ilk cevhere, nazar iledir,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Cevher de ‘hayâ’dan taşar yayılır,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Yarı ateş, yarı su ‘oluş’ halindedir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: "calibri";"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Etkileşen ‘kuvvet’ler, bulunur da,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Bilim açıklayamaz nasıl olduğunu,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Maddenin, ‘boş’u doldurduğunu,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Yoklukta, ‘ani şişerek’ oluştuğunu.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: "calibri";"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Allah’a isyan etmek kolay, izniyle!<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Verilenlerin üstüne konan bilgiyle,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">İyi insan olmak için gerekmezmiş<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">‘Din ile iman’, bu akıl ve bilinciyle?<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: "calibri";"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Herkesi insan zannetmek yanıltır,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Suretten insanlık ummak yanlıştır,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Yanılma hayatın kaynağı kutsaldır,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Bitki ve hayvan da kutsal 'Varlık'tır!<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: "calibri";"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Ete kemiğe bürünen, Yunus değil,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Zan edilen şey asla, hakikat değil,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Doğa, Evren, Güneş, Dünya dâhil,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">İnsan zannedilen, Varlığa da eğil!<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><o:p><span style="font-family: "calibri";"> </span></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Görünen, Görenin görüntüsüdür,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Muhteşem, halden hale bürünür,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">O büyüktür, ben diye de görünür,<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";">Necdet’e düşen zevk ve şükürdür!<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<b><span style="font-size: 12pt;"><span style="font-family: "calibri";"><span style="mso-tab-count: 3;"> </span>18.6.2018<o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: "calibri";"> <span style="mso-spacerun: yes;"></span></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8536297702785427989.post-34340732866962380932018-06-06T02:47:00.003-07:002018-06-06T02:47:45.937-07:00İndirmeden Yücelmek
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İndirmeden
Yücelmek <span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-spacerun: yes;"></span>(Güncellenmiş Kitabı okumak için
lütfen </span><a href="https://www.dropbox.com/s/o8ejmd0knfwxch5/0%20K%C3%BCll%20KBN%205.6.2018.pdf?dl=0"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">tıklayınız</span></a><span style="font-family: Calibri;">)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Kapsamlı bir
‘şeyi’ anlatmak için küçültmek gerekebilir. Örneğin foton için ‘göze gelen
enerji damlasıdır’ denip geçilebilir. Oysa bilimsel olarak bilinir ki fotonun
yayılımı küreseldir ve frekanslarının bir ucu evrenin fiziksel büyüklüğü kadardır.
Foton, önce pinpon, sonra tenis, sonra futbol topu gibi bir merkezden, küresel
olarak, ışık hızında, genişleyip yayılır. Görünür ışığın bu yayılımı aslında
dalga fonksiyonu halindedir ama göze bir parçacık olarak etki edip görme
sağlar. En küçük enerji birimi ‘kuanta’lardan oluşan ışığın hakkında bilinecek
çok önemli bilgiler vardır ama az bilgiyle de tanımlanabilir. Kısaca, nur,
parlaklık, aydınlıktır. Her şey bu parçacıklardan oluşur. Foton da bilgisinin
deposudur ve ardında ilim vardır. Anlatılmak istenen kavram ‘bilinç’ ise foton
örnek olarak da ele alınabilir. “Önemli olan maddedir, mana maddenin bir
üretimidir” yanılgısına düşülmezse, her parçacığın bir bilinçle halk edildiğine
rahatça inanılır. Bilim insanları bizi evrene götürmek istediğinde evreni bize
indirgeyip anlatır. Aynı kapsamda, Allah ehli, Allah’ı “Allah yerin, göğün
nurudur” ayetiyle anlatır. Bu ayetten ‘bilince’ tırmanıp çıkmayı yalnız insan
başarabilir. İnsan, indirilenlerle yetinmeyip, bilgilere tutunup, yücelmeyi
bilmelidir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yumurtayı
çevresinden ayıran kabuğudur. İçindekinin evrenle bütünleşmesi için kabuğun
içten çıtlatılması gerekir. Duyu ve algılarıyla sınırlı, kayıtlı olan insan, benliğinden
vazgeçerse çevresiyle bütünleşebilir. Einstein “Olabileceğimi olabilmek için ne
olduğumdan vazgeçmeliyim” demiştir. Her insanın bir bilinci vardır ama bilincin
genel ve geniş kapsamlı olduğu da bilinir, örneğin, insanlık bilincinden söz
edilebilir. Bilinç hayata kuvvet verendir, hayatı oluşturan kuvvetlerin
kaynağıdır. Öz benlik bilinciyle var oluruz ama benliğin özünden, özümüze
dönerek, kabuğumuzu çatlatıp, bilince ulaşmayı deneyebiliriz. Bilinç,
anlaşılabilmesi için, önce indirgense de sonunda bilince yüceliş mümkün olabilmelidir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Eşyanın
mahiyeti, özü, aslı ve esası, görünen maddenin hakikati, Hakkın gölgesidir.
Nasıl ki gölge; güneşin, aydınlığın, nurun varlığına delildir; madde de izafî
vücut, enerjiye nispetle, kıyasla hakkın varlığına delildir. Bilinmelidir ki
eşyanın mahiyeti ve görünenin hakikati, hakkın gölgesi ve mutlak vücudun
sıfatının işaretidir, kanıtının ortaya çıkışıdır. Kütlenin, görünen enerji olan
ışığın hakikati, hakkın gölgesidir. İzdiham eden kuvvetler gölgeleşip cisimleşir.
Kütlenin hakikati bilinirse, kütlenin görünen ışık enerjisi olduğu idrak
edilir. İzafi vücut, Mutlak vücudun ortaya çıkmış, görünür, aşikâr olmuş
sıfatıdır. Her cisim ışır, ışık saçar, ışınım halindedir, hakikatini görünür
kılar, enerji yayarak yanar. (25.45)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Sonra
gölgeyi ifna ederek, ortadan kaldırarak, elde tutabiliriz. Her an, mevcut olan
herhangi bir şeyin fena bulması, evveline, oluşuna nispetle kolaydır. Ele
alınan her şey, her an, başka bir mazharda zahir olur. Var olanın fena
bulmasının, onu ortadan kaldırmak olmadığına, o şeyin suret ve hakikatine,
ezelde ve ebeden kaydeden akıl şahitlik eder. Akıl Hakkın elidir. Tutuş ve ifna,
o şeyin değişime uğramasıdır, tamamen yok olması değildir. Yok, ifna, ediş
mevcut olanın bir önceki halini, hakkın eli veya pençesinden ibaret bulunan,
akılda bulundurmaktan men etmek ve yeni haliyle kaydetmektir. (25.46) İnsan,
ancak, varlığına inandığı iradesiyle, maddeden arınıp soyunup, amacına ulaşır,
Hakka kavuşabilir.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Nefsin
zulmet gecesi insanlara libas, elbise kılınmıştır. Bu zulmet, sizi istila
ederek, Hakkın zat, sıfat ve gölgesinin müşahedesinde, sizi setir eder, örter.
Siz hakkın zat, sıfat ve gölgesini müşahede ediyorum diyerek meşgul olur, var
olduğunuzu zanneder, düşünür durursunuz. Sizi, hayat ve dünya da, böylece,
gaflet uykusunda uyutur. <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hadisi şerif:
“Bütün insanlar uykudadırlar, ölünce intibah ederler, pişerler, uyanırlar.”
Uykudayken “Daimi hakiki hayattan” gafil kalırsınız. Kalpleriniz ruh nuruyla
hayat bulunca, his uykusundan sonra, kutsal âlem fezasında intişar eder, güneş
gibi yanıp, foton gibi yayılıp, dağılıp, yanarak yaşarsınız. (25.47)<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Calibri;"><b><span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Allah, öyle bir zattır ki ihya edici
ve diriltici olarak, sıfat tecellisi ile şişirici, nefhaat-i Rabbaniye
rüzgârlarını gönderir. Belirli bir bilimsel özellik kazanarak var olan bir
zerre, aniden şişerek varlık oluşturur. Örneğin, artı elektrik yükü ve müthiş
çekim gücü olan bir kuark yokluğun içinden çıkıp var olabilir ve aniden şişerek
bir vücut, proton gibi bir varlık, ortaya çıkarabilir. Çünkü yokluk tamamen boş
ve boşluk değil, ortaya vücut olarak çıkacak hakikati içerir. Bilemezlik olan
cehalet ile ölü olan kalbi, bilerek diriltmek, bilgi ile canlandırmak, üzere
pak, temiz ilim suyu ruh semasından indirildi. İlk önce ilim ile dirilmeyen,
henüz bilemeyen, kalbin, ne varlığından ne de diriliğinden söz edilebilir.
İndirilen ilim, hem nefsin inşa edici kuvvetlerini oluşturan uygulamalı
bilgileri, hem de ruhani kuvvetleri oluşturan nazari bilgileri içerir. Kısaca
ilim ya teorik ya da pratik olarak hayata geçer. Uygulamaya dönük bilgiler
bayındırlık ve inşaat işleriyle ilgili özelliklere sahiptir. Örneğin ilim,
zerrelere artı veya eksi elektrik yüklü özellikler olarak iner. Bu tip
özellikleri içeren bilgilerle oluşan kuvvetlerin, belirli, önceden belirlenmiş,
saptanmış güçleri vardır. Güçlü kuvvetlerin belirli alanlarda toplanmasıyla
etkileşim oluşur ve enerji maddeye dönüşür. Bu madde ile evren ve doğa halk
edilir, canlılık yaratılır, insan inşa edilir. Nefsanî kuvvetler bunlardır,
nefis bunları kullanır, yaşamı düzenler. Ruhani kuvvetleri oluşturan nazari,
teorik, kuramsal bilgiler ise oluşumlara, yaşama anlam kazandırır. İnsan, ilmi
idrak ederek eşyayı, eşyanın hakikatini, kuvvetleri ve güçlerini, özelliklerini
bilerek, idrak ederek, yeniden dirilir, ilmin kaynağına ulaşır. Ruhani güçler
âlemine, sizi maddeden arındıran, temizleyip dirilten pak ilim suyunu indirdik.
(25.48, 49) Hakkın zatı, bu âlemde ruh, canlılık, beden ve içlerinde ve
aralarında bulunan kuvvetlerle örtünmüştür. (25.59)</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> </span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Arial;">Akıl
ve fikir yürütmede kimsenin kontrol, kuvvet ve kudreti yoktur. Fikirlerin
uçuşması herhangi bir maddeye bağlı değildir, eşya ile ilgili olsa da fikirler
eşyaya dayanmaz. (16.79)</span></b><b><span style="color: black; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> G</span></b><b><span style="color: black; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Arial;">ayrinin olmadığı idrak edilince,
tüm vücut Hakkın olur ve Hakkın vücudunun nasıl oluştuğu da aşikâr olur.
(16.89)</span></b><b><span style="font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Arial;"><o:p></o:p></span></b></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>En son
yapılan bilimsel analiz ve </span></span></b><a href="http://www.kuantum.gen.tr/2011/10/gozlemcinin-rolu-tamamlayicilik-ilkesi-ve-ozgur-irade/"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">sentezler</span></span></b></a><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> “Gözlem yapan ile gözlenenin
birbirinden ayrılması </span></span></b><a href="https://evrimagaci.org/photo/tr/cift-yarik-deneyinde-gozlemci-bilinc-ve-dolaniklik-kavramlari"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">mümkün</span></span></b></a><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> değildir” </span></span></b><a href="http://www.gci.org.uk/Documents/DavidBohm-WholenessAndTheImplicateOrder.pdf"><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="color: blue; font-family: Calibri;">sonucuna</span></span></b></a><b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"> varmaktadır. Tevhit ilmi de seyri
suluk ile Allah’ın ilmini insana indirip insanı bilinçlendirerek yüceltmeyi
amaçlar.<o:p></o:p></span></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"><span style="font-family: Calibri;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Umarım, biz
de, gaflet uykusundan uyanıp intibah eder, pişer; ruhun nuru, ilmin idrakiyle
de intişar eder, Güneş gibi yanar, aydınlatırız.<o:p></o:p></span></span></b></div>
Necdet Altınayhttp://www.blogger.com/profile/00180526512016922628noreply@blogger.com0