24 Şubat 2017 Cuma

Vücudun Hakikati


            Vücudun Hakikati

            Her canlı kendine özgü özellikleriyle özeldir, tekdir. Enerji ve madde ise genel ve geniş kapsamlıdır. Canlı yapılar tek hücreden, çok hücreye karmaşıklaşır. Enerji biri ötekinden on bin kat fazla ısı taşıyabilen fotonlar halinde, ışınım içinde ve ışık hızında yayılır. Gözümüzün algıladığı en düşük enerjili fotondur. Canlılara canlılık veren de enerjidir tek fark taşınan bilgi ve özelliktir. Enerji yeterince kütle kazanırsa madde, bilgi yüklenirse canlı olur. Canlılığın en küçük birimi veya temeli olarak hücre, DNA, hatta RNA proteinleri ele alınabilir. Ele alınan en küçük birimler incelenirken bilinen bilgi veya özelliklere ek olarak henüz bilinmeyen ‘potansiyel’ güçler de dikkate alınmalıdır. Kendisine var denilen her ‘şey’in bir de potansiyeli, fıtratı, yaradılışı, doğası vardır. Koşullar değişince var olanın dönüşeceği yeni bir hali de düşünülmelidir. Proteinlerde RNA, RNA da ise DNA oluşturma potansiyeli vardır.

            Maddenin katı, sıvı, gaz ve plazma hallerine dönüşü, devinimi doğasında, fıtratındadır. Güneş sistemindeki toplam kütlenin yüzde 99,8’i güneşin çekirdeğindedir. Bu kütle, uzay-zamanı öyle büker ki oluşan basınç hidrojeni helyuma çevirir ve enerji açığa çıkar. Bu enerji ise sıcaklığı 7 milyon dereceyi bulan plazma katmanını oluşturur. Plazma katmanında enerji kütleye dönüşerek soğur, ısı üst kısımda 200 bin dereceye düşer. Madde ve enerjinin halden hale geçişinin nedeni yoktur. Aynasal yansımayla çok görünen protonun zerreleri bazı alanlar içinde etkileşir, gölgeleşir, kütle oluşur. Foton elektrik yüklü plazmada etkileşimle enerji kaybeder. Çekirdekte oluşan sıcak gama ışınları, X ışınlarına, enerji de kütleye dönüşür. Önemli olan, bu katmanda enerjinin, elektrik yüklü kütleye yani elektrona ve hidrojen atomuna dönüşerek soğumasıdır. Enerji ışınımı bir anlamda gurup eder, hapsolur, gölgeleşir, kütleye dönüşür. Bir sonraki ‘gürleyen gaz katmanında’ ise, X ışınları, ‘görünür ışığa’ dönüşür ve sıcaklık 5 bin dereceye düşer. Öldürücü gama ışınları, en az on bin kat daha düşük enerjili görünür ışık fotonları halinde güneşi terk eder. Güneşin katmanlarından ve elektromanyetik alanlarından milyonlarca yılda kurtulan görünür ışık fotonları dünyaya 8 dakikada ulaşır.  

            Yokluk, gizlenip sırlanarak, sır tutarak, izafî vücut bariz, apaçık olmuştur. Yokluk boşluk değildir, yoklukta eşyanın ilmi vardır, ilim ışık olarak görünür hale geçer. Kuantum mekaniğinde de yoktan var olan her parçacığın bir özelliği vardır. Nur, hariçte zahir olan vücuttan ibarettir. Vücut nurdan, ışıktan oluşur, ışır. Eşya ve görünen vücutlar, ezeldeki ilimlerinin açığa çıkmış halidir. Her vücut bir ilimle görünür olmuş; vücut, ilmin, infonun, bilginin görünür halidir. Her şey hak ile zahir olmuş, görünmüştür.  İlmin görünür haline ‘gölgenin uzatılması’ denir. Gölge uzatılmayabilirdi. Gölge, vücudun hazinesi olan ademde, yoklukta sabit kalabilirdi. Yokluk, her şeyin batındaki vücut hakikatinin sabit bulunduğu ‘levhi mahfuzdur’, sırf yokluk değildir. Hakkın batındaki ilim hazinesinde vücudu olmayan bir şey asla zahire çıkamaz ve vücut bulamaz. Zahir de, bâtın da Hakk’ındır. O her şey'i bilicidir. Her şeyin bilgisi yoklukta iken, yokluğun ayna gibi sır tutmasıyla, önce enerjiye ve ışığa sonra eşyaya dönüşerek görünür hale gelir. Eşyanın aslı ve esası, görünen maddenin hakikati, Hakkın gölgesidir. Nasıl ki gölge güneşin varlığına delildir, madde de Hakk’ın varlığına delildir. Bilinmelidir ki eşyanın mahiyeti ve görünenin hakikati, hakkın gölgesi ve mutlak vücudun sıfatının işaretidir. Kütlenin, görünen enerji olan ışığın hakikati, Hakk’ın ilmi, görüntüsü ve gölgesidir.

            Kütlenin hakikati bilinirse, kütlenin görünen ışık enerjisi olduğu idrak edilir. Mutlak vücudun ortaya çıkmış, görünür olmuş sıfatıdır. Her cisim ışır, ışık saçar, ışınım halindedir, hakikatini görünür kılar, enerji yayar. Akıl güneşi, vücut gölgesine delil, şahit kılındı. Akıl delili, gölgenin hakikatinin vücuttan farklı bir şey olduğunu doğrular, kanıtlar. Akıl güneşi delalet etmezse, gölgenin vücudu ile hakikati arasında ayrılık olmazsa, vücut kendiliğinden var olmuş olur. Vücudun, ilminden ayrı ve gayrı bir ismi, cismi ve resmi olamaz ama farklılığa yalnız akıl şahitlik eder. Gölgenin vücudu olmazsa hiçbir şey olamaz, eşya mevcut olamaz. Gölgenin vücuttan gayri bir şeyi, yani hakikati, olduğuna ancak akıl şahit olur. (25.45)

            Akıl ile bilinir enerjinin halden hale geçtiği, ilk halinde bile çeşitli özelliklerin olduğu. Büyük patlamadan itibaren ortaya çıkan plazma ve parçacıkların ısı ve ışık, nur saçtığı bilinir. Nasıl olduğu bilinmez ama enerjinin maddeye dönüşüp her şeyin bundan oluştuğu iyi bilinir. Yukarıdaki makalelerde de çok üzerinde durulduğu gibi eşya, ilmin görünür hali yani uygulamasıdır. Özelliği olan maddeden canlıların halk edilmesi ikinci ve insanın inşa edilmesi ise üçüncü aşama olarak kabul edilebilir. “Allah, yerlerin ve göklerin nurudur” (73.9; 24.35).

            Sonra gölgeyi ifna ederek, ortadan kaldırarak, elde tutabiliriz. Her an mevcut olan herhangi bir fani ‘şey’in fena bulması evveline, oluşuna nispetle kolaydır. Ele alınan her şey her an başka bir mazharda zahir olur. Tutuşun ve yok, ifna edişin o şeyi tamamen ortadan kaldırmak olmadığına, o şeyin suret ve hakikatini ezelde ve ebeden kaydeden akıl şahitlik eder. Akıl Hakk’ın elidir. Tutuş ve ifna o şeyin değişime uğramasıdır, tamamen yok olması değildir. Yok, ifna ediş mevcut olanın bir önceki halini, hakkın eli veya pençesinden ibaret bulunan, akılda bulundurmaktan men etmek ve yeni haliyle kaydetmektir. (25.46)

            Nefsin zulmet gecesi insanlara libas, elbise kılınmıştır. Bu zulmet sizi istila ederek Hakk’ın zat, sıfat ve gölgesinin müşahedesinde sizi setir eder, örter. Hayat ve dünyada gaflet uykusunda uyutur. Hadisi şerif: “Bütün insanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.” Uykudayken “Daimî hakiki hayattan” gafil kalırsınız. Kalpleriniz, ilim, ruh nuruyla hayat bulunca, his uykusundan sonra, kutsal âlem fezasında dağılıp yaşarsınız. (25.47) Ruhani güçler âlemine, sizi temizleyen pak ilim suyunu indirdik. (25.48, 49) O ilim suyu, hakikatleri, asıl vatanları, unutulmuş olan ahitleri ve aslın güzelliğinin hatırlanması için indirilmiştir. (25.50)

            İnsanın beden ve ruh, madde ve manadan oluştuğu aklın anlayabileceği bir şeydir. İnsanın vücut ve hakikatinin faklı şeyler olduğu kesindir. Hakkın batındaki ilim hazinesinde vücudu olmayan bir şey asla zahire çıkamaz ve vücut bulamaz olduğu için insanın hakikati de levh-i mahfuzda yer alır. İnsanın inşa edilmesi son aşama olduğu için de, evrenin insan için halk edildiği düşünülür. Her cisim gibi insan vücudu da ışık saçar, ışır, ışınım içindedir, bu ışığın hakikati de Hakkın gölgesidir.

            İnsan olarak kendimizi böylece idrak etmek umarım bize de nasip olur.

Hiç yorum yok: