Yokluk Varlıktadır
Yokluk ve
varlık konuları bilim ve inanç açılarından farklı gibi görünür. Bir konuya
bilimsel ve dinsel açılardan bakış, ilk akla geleceğin tersine, aynı sonuca
götürür. “Bilinmeyi sevdiğim için ‘varlığın’ oluşumunu istedim” kutsal hadisi oluşumun
bilimselliğine ve istenenin inanmak değil bilmek ve bilinmek olduğuna işaret
edebilir. Bir şeyin bilinmesi onun ardındaki ilmin anlaşılması ile mümkün olur.
Varlığı da E=MC2 gibi ardındaki bilimsel formüllerle anlayabiliriz. Varlığımızın
temelinde sevginin oluşu da içimizden gelen sevginin kaynağına işaret eder.
İnananın, cahilin, çalışmak, öğrenmek ve bilmek zorunluluğu vardır.
“Büyük Patlamadan
önce ne vardı?” sorusuna bilim insanları “hiç” cevabını verir. “Hiçlikten enerji (veya kütle) ortaya çıkar
sonra yok olur” kuantum fiziğinin temel ilkesidir. İnançsız bilim insanlarının
çalışması bu noktadan ötesi, ya berisi? Enerji nereden gelir, elektronun ilk
hareketinin kaynağı nedir, kütle neden ve nasıl oluşur? İlmin kaynağı nedir?
Evrenin 14 milyar yaşında oluşu tesadüflerin olmadığının ve tasarımın kanıtı
mıdır?
‘Âdem’,
‘ademiyet’; ‘yok’, ‘yokluk’ anlaşılmalı ki ‘var’, ‘varlık’ idrak edilsin.
Allah’taki “yoklukta” “varlığın” halk edilişini anlayabilmek için varlığımızda,
varoluşta “yokluğumuzun” idraki, nefis ile savaş gibi, esastır. Sonra ne
olacaksının cevabı “hiç” ise o kişi “yok” olmaz. “Varlık da, yokluk da
Allah’tadır, Allah’ındır” demenin makbulü cahilin inancı değil bilenin
idrakidir. Bu idrake ermek için inanana çalışmak, öğrenmek, bilmek farzdır.
İlim müminin yitik malıdır arayıp bulmalıdır. Işığın bu hızla hareketi ışığın
“Allah’tan kaçışı mı, Allah’a koşuşu mudur?” olduğunu ispat etmek inançlıya
farzdır. Belki de O’ndan, O’nda, O’nun ile O’na.
“Hiçbir şey
yok iken O vardı, O her şeyin evveli ve ahiri, sonu, batını ve zahiridir, Allah
‘yok’tan var eden, ‘var olan’dır, ‘Gayri’si yoktur ki İlâh olsun, şirk olsun.”
(2.115, 116).
Bilim
insanları çok haklıdır. Enerji varsa ilmin kuralları geçerlidir. İnanç ve
Kitaplar bir adım daha ileri gidip ‘enerji ilmin görünür halidir, ilimden
ibaret olan ruhun sahibi vardır’ der (16.2). Tarafsız biri için en makul ve
mantıklı olan şey, aksi ispat edilinceye kadar, elçi ve kitapların ilmini
öğrenmektir. Yokluk ve varlık Allah’tadır. “O vardır, gayrisi yoktur” ayetini
ve “yokluk” kavramını anlamak için önce kendimizin “yokluğunu” idrak edebilmemiz
gerekir.
Gençliğimizde
“ben” deriz “bencillik” yaparız. Olgunlaştıkça her şeyin bize verilmiş olduğunu
anlarız. ‘Akıl bize verilen en büyük nimettir’ deriz. Maddî âlemin temeli
enerjidir. Enerji de bize verilmiş bir nimettir. Enerji, itim ve çekim güçleri
vardır ve gerçektir, her şey bunların üzerine inşa edilir. Biz enerjiden oluşuruz
ama enerjiye sahip olamayız. ‘Enerji bizimdir, biz ona sahibiz, onun sahibi
biziz’ denemez. Enerjinin halden hale, hızdan kütleye dönüşümünün ardında ilim
vardır. Bilgiler bizimdir ama ilmin de
bize ait olduğu söylenemez. Fizik profesörü olsak da fizik ilminin sahibi değiliz.
Hiçlikten enerjiyi çekip çıkaran, ışığa ve sese hız veren biz değilizdir.
Özelliklerini tespit ederiz o kadar. Ses ve ışığın hızının kaynağına göre
değişmemesi, çocuk ıslığı ile bomba sesinin, mum ile güneş ışığının aynı hızda
olması ilginç gelir. Enerjinin de ilmin de sahibi olmadığımızı, böylece, Kutsal
mesajların doğruluğunu, idrak edebiliriz. Hiçten gelenin itilip çekilerek,
heplikte, hiçliğe koştuğunu ispat etmeliyiz.
Âdemin de
âlemin de oluştuğu enerji ve ilim “bizim değil” idraki kolay, “bizim olan
nedir, neye sahibiz?” sorularını cevaplamak zor. Enerji ilmin görünür halidir,
aslında enerji ilimden oluşan ilk “şey”dir kavramlarını anlamak zor. İlim ve enerji
kavramlarının idraki bazı ayetleri anlamamıza yardımcı olur. “Âdem, Vücutta o Vahid-i Mutlak'ın gayrı bir şey ve O'ndan başka mevcut yoktur ki, ibadet
olunsun, imdi ona şirk etmeniz, nasıl mümkün olabilir. O'nun gayrı, sırf âdemdir, yokluktur, bu sebepten şirk, ancak O'na cahil olmaktan neşet eder, kaynaklanır.” (2.163) Allah tek var
olandır. Allahsız yazılım veya donanım olmadığı için gerçek şirk mümkün değildir.
Şirk edildiği zan edilir. Allah bilinmediği için şirk zandır.
Bireysel
‘benlik’, ‘sahiplik’ ve ‘ayrıca var olduğumuza’ ait yanılgı ilim ve enerjinin idraki
ve inanç ile ortadan kalkar. Yalnız Allah “var olandır” idrakiyle, inanç
sayesinde, Âdem ademiyete dönüşür. İlim, akıl ve enerjinin ‘verilmiş’ olmasıyla,
bilim sayesinde, ‘aslında yokluğumuzu’ idrak ederiz. Her iki açıdan da kendi
“varlığımızın yokluğunu” idrak edebiliriz. Böylece, yokluğu “varlığımızda”, var
zannettiğimiz “şey”de, “yokluğumuzu” bulmuş oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder